ОБИЧА - превод на Турски

• seviyor
• sever
• bayılır
• seven
• hoşlanır
• çok seviyor
• hoşlanmaz
• o seviyor
• bayılıyor
• hoşlanıyor
• severdi
• severler
• severim
• hoşlanan
• hoşlanmıyor
• hoşlandığını

Примери за използване на Обича на Български и техните преводи на Турски

Оливър би искал да знаете, че по негов си специален начин ви обича.
Oliver, şunu bilmenizi istiyor kendine özgü bir şekilde olsa da sizi çok seviyor.

Марк обича гърди.
Mark göğüslerden hoşlanır.

Да, Алекс обича мъжете, които се появяват неканени на партита.
Evet, Alex bebek partilerine davetsiz gelen adamlara bayılır.

Освен това обича семейството си повече от всичко и стоически търпеше глупостите на Уил Смит.
Onu herkes çok severdi ve Will Smith ile sohbet etmeye de bayılıyorlardır.

Той много ви обича, заслужава го. Толкова е добър.
Sizden çok hoşlanıyor, sizi arzuluyor, ve öyle iyi bir adam ki.

Той обича да се маскира, значи
Kostümlere bayılıyor,… o zaman ben

Обича ме, не те обича….
O beni seviyor, beni sevmiyor….

Марина ми взе фотоапарата, а Аманда не обича да я снимат.
Marina kameramı almıştı. Zaten Amanda da resim çektirmekten hiç hoşlanmaz.

Момчето на клона, то обича дървото, затова го яде.
Daldaki çocuk, ağacı o kadar çok seviyor ki ağacı yiyor.

Не, той обича по-млади жени.
Hayır, o daha genç kadınlardan hoşlanır.

Съжалявам, приятелче, Тейлър обича да взима неща, които не са нейни.
Kusura bakma dostum, Taylor kendine ait olmayan şeyleri almaya bayılır.

Толкова обича сладолед, че правеше всичко, да си хапне.
Babam dondurmayı çok severdi, onu elde etmek için her şeyi yapardı.

Розмаринът обича слънце и не се нуждае от прекалено много вода.
Güneşi severler ve fazla su da istemezler.

Лиди обича Шери, а Шери приема, че аз обичам Лиди.
Liddy Sherrye bayılıyor ve Sherry Liddyi sevdiğimi var sayıyor.

Ако ти трябва връзка, обича да говори за колекцията си от древни оръжия.
Içeri sızabilirsen Eski silah koleksiyonu hakkında konuşmaktan hoşlanıyor.

Обича ме… много.
O beni seviyor… çok fazla.

Никой не обича погребения.
Kimse cenazelerden hoşlanmaz.

Да кажем, че единият обича да пътува, а другият не.
Farz edelim ki eşlerden biri gezmeyi çok seviyor diğeri ise evde oturmayı.

Но обича да лежи толкова много, че Йом и Туп го наричат.
Fakat Usta Jom and Amca Tup onu çağırdığında Yeryüzünde yalancılıktan çok hoşlanır.

Тя язди Смъртоносен змей, той изстрелва шипове и обича пилешко.
Onun ejderhası bir Ölümcül Nadderdır diken fırlatır ve tavuğa bayılır.