РАЗСТРОЕН - превод на Турски

• üzgün
• üzülmüş
• kızgın
• sinirli
• kızdın
• sinirlenmiş
• sıkkın
• morali bozuk
• üzgünsün
• üzgündü
• üzüldüm
• üzgündüm
• üzüldün

Примери за използване на Разстроен на Български и техните преводи на Турски

Разстроен е, защото не му върви с жените.
Kadınlarla arasında bir şey olmadığı için canı sıkkın.

Разстроен ли си за случилото се?
Hâlâ olanlar için kızgın mısın?

Много разстроен.
Çok sinirli.

Джейми е ядосан и разстроен.
Jamie kızgın ve morali bozuk.

Не мисля, че осъзнавате колко разстроен е Ватикана за това.
Vatikanın bu durumdan ne kadar üzgün olduğunu takdir edeceğinizi sanmıyorum.

Майка му каза, че бил разстроен за нещо.
Annesi canının bir şeye sıkkın olduğunu söyledi.

Езра, разстроен си.
Ezra, sen üzgünsün.

Род е много, много разстроен.
Rod çok ama çok kızgın.

Обикновено не каня непознати в дома си, но той изглеждаше много разстроен.
Normalde yabancıları evime almam. Ama o çok üzgün görünüyordu.

Че съм го виждала толкова разстроен, откакто наеха женски уролог в безплатната клиника.
Ücretsiz klinikte bayan bir ürolog işe aldıklarından beri onu bu kadar sinirli görmemiştim.

Да, беше разстроен, не се справих добре със ситуацията, повиших глас.
Evet, oldukça üzgündü. Durumu çözüme kavuşturmak yerine kendime hâkim olamayıp sesimi yükselttim.

Защо си толкова разстроен?
O zaman neden bu kadar üzgünsün?

Баща й изглеждаше много разстроен, не каза нито една дума.
Savcı Seonun babası hiçbir şey demese bile çok üzgün görünüyordu.

Уил, Вие изглеждате много разстроен.
Will, çok kızgın görünüyorsun.

Разстроен и нещастен.
Üzüldüm ve mutsuz oldum.

Синът ви се обажда три пъти, много разстроен, и двамата имахте разгорещен разговор.
Oğlun üç kere aradı, epey üzgündü ve ikiniz hararetli bir görüşme yaptınız.

Ти наистина си разстроен.
Vay canına, gerçekten üzgünsün.

Изглеждаше много разстроен, заради този, който се беше самоубил.
Adamın intihar etmesi konusunda çok üzgün görünüyordun.

Не звучеше, толкова разстроен, когато ми се обади.
Beni aradığında sesi pek kızgın gelmiyordu ama.

Вижте, бях разстроен, защото Касиди крадеше, но имахме специална връзка.
Bak, Cassidy beni dolandırıyormuş diye üzgündüm, ama aramızda özel bir bağ vardı.