Примери за използване на Öylece на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Bu kızların hepsi öylece ortadan kaybolmuş öyle mi?
Annemin IQ sonuçlarını öylece masaya bırakıp gitmesi çok garip.
Öylece oturup arkadaşlarının gelmesini mi bekleyeceğiz?
Sen burada öylece oturup rahatlıyordun, tavuk gibi yayılmıştın?
Orada öylece.
Sen sadece telefonda biriyle konuşuyordun, ve öylece sana geldi?
Flores gibi bir savaş kahramanını öylece öldüremezsin.
Hasta onun arkadaşı diye bu işi öylece halledemem.
Kızımın yaşadığını bilen biri varken öylece oturacak mısınız?
Şimdi benim hatammış gibi davranıyor, öylece kulağımdan düştü.
İçeri girip bunu ona öylece söyleyemezsin!
Ne yani, tek başına oturup, öylece seni mi bekliyor?
Tiyatroda'' yangın var'' diye bağırıp öylece yürüyüp çıkamzsın.
Öylece burada mı bırakmışlar?
Shakespearee öylece şakalar ekleyemezsin.
Öylece yatıyordum. Çığlık atmaya başladı.
Öylece beni bekliyor.
Nasıl öylece oturup hiçbir şey söylemezsin?
Şeref duydum, herkes hayatını öylece riske atamaz yalnız kahramanlar atar.
Öylece buraya gelip.