ANLATMAYI - превод на Български

да разказва
anlatmayı
anlatabilirim
да кажеш
söylemek
demek
söyleyeceğim
anlatmak
dememi
да разкажа
anlatmak
anlatayım
bahsetmek
söylemek
да обясня
açıklamak
anlatmaya
açıklayacağım
anlatacağım
açıklayabilirim
izah
açıklayacak
açıklarım
да казвам
söylemek
demek
demeyi
söyleyeceğim
anlatmak
söylerken
да разказвам
anlatmayı
anlatabilirim
да кажа
söylemek
demek
söyleyeceğim
anlatmak
dememi
да разказваш
anlatmayı
anlatabilirim
да обяснява
açıklamak
açığı
anlatmaya
açıklayabilir

Примери за използване на Anlatmayı на Турски и техните преводи на Български

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
Bir kaç kez aynı hikâyeyi anlatmayı başardın.
Успя да разкажеш историята няколко пъти.
Laz fıkraları anlatmayı severdi.
Обичат да разказват вицове.
Neden günlük dilinizle anlatmayı denemiyorsunuz?
Защо не опитате да обясните с езика на лаик?
Hayat hakkında anlamlı bir şeyler anlatmayı.
Да кажем нещо важно за живота.
Arkadaşlarına her şeyi anlatmayı unutma!
Не забравяйте да разкажете за това на приятелите си!
Beyler, gerçeği anlatmayı kesin.
Момчета, престанете да казвате истината.
Sonunda insanlara böyle şeylerin yanlış olduğunu anlatmayı başardın.
Ти най- накрая успя да обясниш на хората… че това е грешно.
Hikâye anlatmayı seviyorsun, he çaylak?
Харесва ти да разказваш истории, а, Проект?
Evet. Anlatmayı unuttuğum bir şey daha var.
Да, има още нещо, което забравих да спомена.
Gerçekleri anlatmayı düşünmüştüm.
Мислех да им кажа истината.
Bugün okulda Rachella olanları anlatmayı unuttum. Melissadan özür diledi mi?
Забравих да ти кажа какво стана с Рейчъл днес в училище?
Bana masal anlatmayı bırak!
Не ми разправяй врели-некипели!
Anlatmayı dene.
Пробвай ни.
Ama kadınlar anlatmayı ve konuşmayı sever.
Че жените обожават да говорят и споделят.
Sana olanları anlatmayı çok isterdim, Robin.
С удоволствие бих ти казал какво се случи Робин.
Bunu bana anlatmayı düşünüyor muydun?
Мислеше ли да говориш с мен за това?
Hayır, anlatmayı en çok sevdiğim hikâye bu.
Не, това е любимата ми история за разказване.
Sadece anlatmayı değil, resimlerini göstermeyi de seviyor.
Не само казва, но и прави снимки.
Bunu bana anlatmayı ne zaman planlıyordun?
Кога възнамеряваше да ми кажеш за това?
Seninle oturup sana ne yaptığımı anlatmayı çok isterim.
С удоволствие бих ти разказал какво върша тук.
Резултати: 85, Време: 0.1182

Най-популярните речникови заявки

Турски - Български