Примери за използване на Bodur на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Sen akıllı bodur maymun değil misin?
Yaşasın Bodur Domuz!
Bu arada Yarım Diş, yiyecek aramak için bodur ormanın derinliklerine ilerliyordu.
Meksikalılar şişman ve bodur kadınları severmiş.
Asıl senin içindi, bodur.
Gülmeye devam et, bodur.
Şimdi bodur desene! Hadisene seni ödlek!- Lütfen yüzüne vurma!
Seni sarhoş, İrlandalı, bodur, cüce saksocu.''
Bu denli yoğun otlanma, bitkilerin bodur çalılardan öteye geçmesinin oldukça zor olduğu anlamına geliyor.
Lenny, Bodur, Kulak Pamuğu Qubert,
Bodur Yahudi çocuk,
eski bölgesinin kenarındaki bodur ormana yönelmiş, sürterek yaşamayı öğrenmek zorundadır.
Doğru terim olmayabilir, Dr. Brennan ama sizi temin ederim doğru veya değil'' bodur güreşi'' bir Amerikan eğlencesidir.
Bodursun. Kendine güvensizlilik ile dolusun.
Bodurun dediğine göre tehlikeyi severmişsin.
Bodurla aranızda bu kadar kötü ne oldu ki?
Hadi ama! Gerçek Boduru biliyorum ben!
Diyelim ki büyük şişko bir'' bodursun.'' Ne olmuş ki?
Buna ek olarak, bitkiler bodurdur.
Küçük bodur bir arkadaş.