Примери за използване на Dedenin на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Dedenin başına gelen kazayı duydum.
Beni dedenin partisine davet etmeyecek misin?
Dedenin yaptıklarını düzeltmeye çalışacağım.
Eğer dedenin gölgesine saklanmasaydın seni yıllar önce öldürmüştüm.
Dedenin şirketindeki en önemli iş.
Dedenin her ikisinin ya da birinin metresi olduğunu ima ederler.
Adını Hiram koymak istiyoruz; dedenin adını.
Amadou, bu su senin mi yoksa dedenin mi?
Bu benim için kolay değil ama dedenin isteklerini yerine getiriyorum.
Izgara çatalını tuttuğu gibi dedenin boğazına saplamış.
Dedenin senin için olan önemini biliyorum, ama bilmem gerek o bir biçim gezgini mi?
İstediğim dedenin kanından sana geçen
kayınvaliden az önce bana büyük dedenin Isaac Roosveltle çiftçilik yaptığını anlatıyordu. Doğru mu?
Bana kuzenlerinle geçirdiğim yazları dedenin sana yelken açmayı öğretmesini Noelleri nasıl dört gözle beklediğini anlattın.
Ancak annenin, babanın, dedenin, anneannenin ya da babaannenin'' Yunan kimliği'' olan kişilere vatandaşlık yolu açılabiliyor.
Polislere dedenin kaçtığını söylemeden önce göle gidip senin kız sorununu konuşacağız
olduğunu bilmiyorsan, dedenin kim olduğunu bilmiyorsan,
Biri bir şey derse onlara dedenin yaşlı olduğunu
Annenle çıkmaya başladığımda dedenin bana verdiği Clint Eastwood bakışını mı vereyim onlara?
Dedenin bize dediğine göre sihirli zırhı her