Примери за използване на Dibini на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Bu nedenle uzun yıllardır bireyler, bölgenin dibini de….
Ya da dibini?
Bunun gibi güzel kızlar yerini dibini bilmezler.
Bir korsanın eline düşmesindense okyanusun dibini boylasın daha iyi.
Hepsi nehrin dibini boyladι.
Kaliforniya neredeyse okyanusun dibini boyluyordu.
Buz dağına çarpması gerekiyordu ve denizin dibini boylayacaktı ama ben kurtardım.
Şey, geminin dibini incelemek için dalan dalgıç başka bir teknenin gövdesine rastlamış küçük bir yelkenli.
Gölün dibini ve kalıntıları aradık
Beni bir topa bağladılar. Okyanusun dibini boyladım. Suyun ağırlığı beni unufak edecek gibiydi.
Kafayı yemiş bir ağaçkakan gibi bir konuyu dibini çıkartana kadar eşeleyen dırdır eden, soru soran hiç kimse yok.
Sıcak suyla buzulun dibini eritip mağara açmak için bilimadamları iki gün yoğun bir biçimde çalışmak zorunda.
Cesetleri bozkıra gizlemek için götürüyor gibi görünebilir ama satılık eski inşaat şantiyelerinin bulunduğu yerlerin dibini seçiyor.
Anlayacağın üzere, sen ve kız arkadaşın ayağınıza beton dökülmüş halde nehrin dibini boylayabilirdiniz.
O uranyum satılacak ve satıldığı zamanda, Martin kayıplara karışacak ve oğlunda'' Boğazın'' dibini boylayacak.
Dibe inelim mi?
Birincisi, gölün dibindeki karbondioksit basıncını azaltarak.
Ve beklenildiği gibi kabın dibine batmış ve sefil bir şekilde ölmüş.
Tuz ve şekerin dipte olması eroin gibi bir şey.
Bu kadar dipte bu nasıl olabilir?