Примери за използване на Gitmesi gerekiyordu на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Sirenler çaldığında, suya doğru gitmesi gerekiyordu.
Той е трябвало да отиде към водата, докато сирените са виели.Bu yüzden de gitmesi gerekiyordu.
Заради което също трябва да си ходи.Onun mahkemeye gitmesi gerekiyordu.
Тя трябваше да отиде в съда.Tracy ne yapılması gerektiğini anlamamıştı ve gitmesi gerekiyordu.
Трейси не разбираше кое е нужно. Трябваше да си отиде.Evet, bu yüzden de bir an evvel bir silah dükkânına gitmesi gerekiyordu.
И тогава наистина е трябвало да отиде до оръжейния магазин.Onun sadece 80 kilometre gitmesi gerekiyordu.
Тя е трябвало да измине само 80 км.Onun işe gitmesi gerekiyordu.
Той трябваше да отиде на работа.Fakat Juliette işe girmişti ve Marsilyaya gitmesi gerekiyordu.
Жулиета беше одобрена. Трябваше да иде до Марсел по работа.Jerseyde oturan bizim departmandan bir arkadaşın şehirde resmi bir ziyafete gitmesi gerekiyordu.
BM Güvenlik Konseyinin BH konulu oturumuna katılmak üzere Pazartesi günü New Yorkta bulunan Silayciçin önce Münihe, oradan da Belgrada gitmesi gerekiyordu.
Той бе в понеделник в Ню Йорк за участие в сесията на Съвета за сигурност на ООН за БиХ и после трябваше да отпътува първо за Мюнхен, а след това за Белград.sizin her şeyin… bittiğini düşündüğünüz gün… onun gitmesi gerekiyordu.
когато Kate Jones adında bir kadın var. O gece Dannyyle birlikte Singapura gitmesi gerekiyordu.
Има една жена, наречена Кейт Джонс, която се предполага, че е трябвало да пътува с Дани до Сингапур тази нощ.Yeni bir güneşe gitmen gerekiyordu.
А трябваше да отиде към едно ново слънце.İşe gitmeleri gerekiyordu.
Трябваше да отиват на работа.Sabah mahkemeye gitmem gerekiyordu ve bana geri döneceğime dair söz verdirdi.
Gitmem gerekiyordu.
Трябваше да замина.Olay şu ki; gitmem gerekiyordu ve başka kimse yoktu.
Въпросът е, че трябваше да тръгна, а нямаше никой друг.Rehabilitasyona gitmem gerekiyordu.
Seni bulmak için gitmem gerekiyordu ama hoş birine benziyordu.
Трябваше да бързам, за Bugün doktora gitmem gerekiyordu ama şu an evdeyim.
Трябваше да ходя на лекар. Сега съм вкъщи.
