Примери за използване на Heba на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Aşk için ömrümü heba ettim.
Kendi mutsuzluğunu gölgelemek için daha kaç yaşamı heba edeceksin?
Sen, canım emeklerimizin heba olmadığının kanıtısın.
Yeteneğini, hayatını heba ediyorsun.
Tüm Polonyalılardan nefret ederek kendini heba etmek zorunda mısın?
Sizinkisi gibi tanrı vergisi bir zekâ video oyunlarıyla akşamını heba etmemeli.
Her şeyi heba edebilirim.
Pazarınızı bizi dinleyerek heba etmeyin.
Bunu eğer bana söylemeseydin belki de yıllarımı seninle heba edecektim.
Zamanınızı kıskançlıkla heba etmeyin.
Umarim hosuna gitmistir. Çünkü az önce ogluna kavusmak için sahip oldugun tek sansi heba ettin.
Yardım edeceğini söylüyorsun sonra tüm zamanımı heba, heba, heba ediyorsun!
Ama muhtemelen heba olacak… Son iki randevuyu hesaba katarsak… Tatlıyı haketmiyorsun.
Heba demişken ekonomilerimizi tehdit eden ilginç bir paradoksa değinmeme izin verin.
Hem ne demişler, Between alçıyla mermer arasında bir başyapıt heba olabilir.
Arkadaşını korumaya çalışırken ona ulaşmamızı sağlayacak en büyük fırsatı heba ettin.
O muhteşem yeni teknolojiler heba olacak.
Milyonlarca insanın her gün… açlık çektiği bir ortamda… bizim seksi dadımız sadviçleri heba ediyor.
Artık doktorun gözlerinin sağlam olduğunu bildiğime göre Cumartesi günümü burada heba etmeme gerek yok.
Bazen nefret ettiği ölen bir insan uğruna hayatını heba eden tıbbi bir malzeme gibi kokan bir evde kapana kısılmış sefil bir kızın hikâyesi olmadığına karar verdim.