Примери за използване на Konvoyun на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Bundan böyle ben bu konvoyun lideri olduğum sürece Coleman izcilik falan yapmayacak.
Son 6 ayda konvoyun yarısını kaybetti.
Carrie, ne olursa olsun, konvoyun otelden ayrılmasına izin verme.
Eğer bir ihtiyacınız olursa konvoyun orada olacağım efendim.
Tespit edilmemek için konvoyun peşine takıldın.
Ben de düşündüm ki:'' Tamam, konvoyun bu kısmında sorun yok.''.
EULEX, konvoyun yükünün genel Kosovalı Sırp nüfusuna
Zanlı, Cinciçi taşıyan konvoy yolda giderken aniden konvoyun şeridine girip başbakanın içinde olduğu aracı kılpayı ıskalayan kamyonun şoförüydü.
Bu cihazlar, muhtemelen, 150 ila 185 km. uzakta bulunan konvoyun çıkardığı pervane seslerini duyabiliyorlardı.
AB sözcüsü Maja Kocijanciç Çarşamba gecesi SETimesa verdiği demeçte,'' Rusya ile, konvoyun Kosovadaki nihai varış noktasına transit geçişini sağlama konusunda anlaşma sağladık.
Mitrovica Belediye Başkanı Krstimir Pantiç SETimesa verdiği demeçte,'' Büyükelçi konvoyun Merdaredeki idari geçişten geçme olasılığını, orada Kosova Gümrüğünden temsilciler olduğu için reddetti.
Bu garajın tepesinde 1280 metreden, konvoyun duracağı yerle arasında hiçbir engel yok ama çok hızlı ateş etmesi gerek.
Başkanın üvey kardeşi kamyon ile SCAR 16ların sevkiyatının kontrolüne atanmış. Konvoyun planına göre bu akşam Starling Şehrinden geçeceklermiş.
hükümetinin'' EULEX ve KFOR makamlarıyla istişare içinde'', konvoyun'' Kosova Cumhuriyetinin olağan gümrük ve polis prosedürlerinden geçmeden'' ülkeye girmesine izin vermemeye kararlı olduğunu söyledi.
Konvoyu izleyin.
Konvoyla birlikte giderim.
Mm… Hemşire konvoyunu sen kurtarmadın mı?
Majestelerinin konvoyu Pejiteliler tarafından saldırıya uğradı.
Konvoydan o sorumlu olacak.
Kasabaya dönene kadar konvoy ile birlikte kal.