Примери за използване на Müzedeki на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Müzedeki, bu eserler: 4 bölümde 10 salonda sergileniyor.
Ben müzedeki kameralara buradan erişim sağlayacağım.
Müzedeki kız yerlerini işaretledi.
Müzedeki kargaşanın nedeni Bay Phoenix mi yoksa sen misin merak ediyorum.
Müzedeki bayan çok zeki olan.
Katların boyutları, müzedeki odalar hepsi tablonun yeriyle alakalı.
Bu müzedeki yumurta yiyen robot.
Şimdi Max Brackette bağlanıyoruz müzedeki durumla ilgili özel bir söyleşi için.
Müzedeki kurban.
Soru şu: Müzedeki bir güvenlik görevlisinin Güney Amerika gemisindeki uyuşturucuyla ne ilgisi var?
Aynı zamanda müzedeki ziyaretçiler de çizimi canlı olarak seyredebilecek.
Müzedeki güvenlik sistemini yükseltmeniz gerekiyor.
Müzedeki o soytarılar onunla alay ettiler ona güldüler.
Müzedeki taşların üzerine bastırmış olabilir.
Bunun müzedeki şu eski dostunla bir ilgisi yok, değil mi?
Eski müzedeki yangını düzenleyen kişi oydu.
Bakın, bunlar müzedeki kostümler!
Öğretmenlerinin eşlik ettiği minikler, müzedeki eserleri incelediler.
Birkaç hafta önce müzedeki olay.