Примери за използване на Ofise на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Ofise gidiyoruz anne.
Neyse, siz bir haftalığına ofise tıkılı kaldığınıza göre size arkadaşlık eder.
Sen telsizinin başında ol. Ben ofise geri dönüyorum.
Sen ofise geri dönüyorsun ve patent ofisine itiraz dilekçesi hazırlıyorsun.
Ofise sinsice giriyorum.''.
Hadi önce ofise, sonra da havaalanına gidiyoruz.
Zaten benim de Barbadosa gitmeden önce ofise uğramam gerekiyordu.
Uyuşturuculu seks partisi için mükemmel, ofise gitmez.
Ofise gelmemi ister misin?
Ed. Üç hafta önce Pete, Rebeccanın ofise geldiğini söyledi.
Sonra özel bir amaç için kiraladığımız ofise gittik.
İçeriye ofise gelin.
Herkes gibi ofise gideceksin.
Şimdi de bizi Atlantadaki ofise taşımak istiyorlar.
Angarya işler için beni ofise bağladınız.
O gün koşu için dışarı çıktığını söylemiştin ancak burada ofise girdiğin gözüküyor.
Edersin. Hazırlamak için tüm sabah kendini ofise kilitledi.
Chad Feldheimer, ofise lütfen.
Eşyalarını topla ve ofise gel.
Komiser Healey dün akşam senin ofise uğramış.