Примери за използване на Ofisteki на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Ofisteki şefimden aldığım bilgiye göre.
Ofisteki bir şeyi unuttum.
Sizin için ofisteki müziğin sesini açtım.
Geceleri ofisteki ölüm sessizliğinde çekici bir yan vardır.
Ofisteki Patricia bana anlatıyordu yani.
Sana ofisteki Rhondadan bahsettim mi hiç?
Şehirdeki, ofisteki düşük seviye sesler bile kaygıyı arttırır
Sen ofisteki adamsın.
Ayrıca ofisteki herkes biliyor.
Muhtemelen ofisteki mobilyaları çoktan yeniletmiştir.
Senin ofisteki herif kanepede o Van Wildera benzeyen çocuğu götürüyor.
Ofisteki Eddie Meyers.
Ama Harvey ya da ofisteki başka birisi bunu biliyor mu?
Bak, ofisteki dedikodunun senden sorulduğunu biliyorum.
Dün gece Dixonın ofisteki bilgisayarına tüm verilerini silen bir virüs yollanmış.
Ofisteki çoğu kişi orada öğle yemeği yiyor.
Ofisteki adamlardan birisi sörf yapıyor.
Onlara uyacağız. Bu ofisteki bütün bilgisayarlara ve sabit disklere el koyun.
Bu ofisteki günlerimi hatırlıyorum da.
Ofisteki telsiz çalışıyor.