Примери за използване на Parktaki на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Bunu parktaki banka bırakmış.
Parktaki adamın kimliğini tespit etmek için Nasime ihtiyacımız var.
Kafamı parktaki göle soktum.
Şimdi parktaki bir konsere gidiyoruz.
Parktaki kız buna benzer bir kolye takıyordu. Bu onun eşi olmalı.
Geçen hafta Prospect Parktaki cinayet mahaline giden memur sen miydin?
Parktaki adamın dediğine göre şu Janacel Spivey isimli adamla çok görüşüyorlarmış.
Üzgünüm, parktaki tüm günü kaçıracaksın.
Central Parktaki tek özel mülk orası.
İnan bana, parktaki o adam seni yakalasaydı bu hiç hoşuna gitmezdi.
Bunu parktaki iblisten aldım.
Central Parktaki saldırıya ne demeli.
Parktaki şu coçuk da burada.
Erkekler tuvaletinin anahtarı parktaki bütün sigorta kutularını açar.
Darnell burda Central Parktaki kayıkhanede bir konuşma yapıyor.
Parktaki sarhoşlar orayı tuvalet olarak kullanıyor.
Eğer düşünemiyorsanız, parktaki dilenciden bir farkınız olmaz.
Bay Kendall, bize parktaki hangi arabayı çalmayı istediğinizi söyleyin.- İtiraz ediyorum?
Tüm bunlar parktaki çocuk için mi?
Çeki, parktaki bir tuvalete bıraktım.