Примери за използване на Penceresi на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Kendimizi bulduğumuz 120 yılın penceresi burada.
Fırsat penceresi kapanmak üzere. Doğru.
Bu noktanın cinayetin gerçekleştiği odanın açık penceresi olduğunu düşünelim.
Onu demir bir kafese kapattılar; parmaklıkları yok, penceresi yok.
Yatak odasının penceresi açık.
Hayır, penceresi açıktı.
Hey. Odalarda tavan penceresi var mı?
Olayın iki yönlü penceresi var.
Beyaz ev, ikinci kat penceresi.
Eski bir söyleyiş vardır gözün ruhun penceresi olduğuna dair.
açık attı penceresi.
Pekala, işte bundan dolayı. Eğer banyonuzun penceresi açıksa, her konuşmayı duyabiliyorum.
Tavan arasının penceresi açık.
Güzel Inezin penceresi.
İşte Scroogein penceresi.
Evren Penceresi.
Ama neden penceresi kapalı.
yeni bir konuşma penceresi açılır.
Pedro, o kadının kapısı sana kapalı ama penceresi başka adamlara açık.
Çamaşır odasının penceresi açıktı.