Примери за използване на Piskoposun на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Piskoposun tek lüksüydü bu.
Bir yıl kadar önce piskoposun, oğlanın okul dışı danışmanlara götürülmesi yönünde tavsiyede bulunduğunu biliyoruz.
Piskoposun kızıyla evlenmek üzereyim.
Piskoposun izniyle burada isteğim adamı seçme hakkım var.
Piskoposun bedeni, nihai değişimini yapman yerini alman için seni bekliyordu.
Babam eğitmendi ve piskoposun eşi de iyi niyet sahibiydi.
Buradan üç sokak ötede, Piskoposun malikanesi var.
Sen ve Isabeau, kadın ve erkek olarak piskoposun karşısına çıkınca?
Krala giderken, Piskoposun yanına uğradım.
Kimsiniz siz? Buraya gelip Piskoposun beze sevip sevmediğini soruyorsunuz?
bir taş. Piskoposun topları!
Eirik, Isoldu Hjörleife, piskoposun oğluna sözledi.
Eşiniz onunla konuşmuş ve ona piskoposun kendilerini bir odaya kilitleyip aç susuz bıraktığınızı söylemiş.
Piskoposun bölgenizdeki gerillaları koruduğunuza ya
Sevgili piskoposun Japonlarla iş birliği yapıyor
500 yıl önce üç piskoposun idam edildiği yeri gösterdiler. Burada caddenin tam karşısında.
Kilise, piskoposun söz konusu suçları doğrudan işlememekle birlikte durumu önlemediği için görevden alındığını söyledi.
Phillipe Gastonu bulan kişinin adı… piskoposun özel olarak ilgisine sunulacak… kaçmasına yardım eden kişinin de cesedi!
Birisinin piskoposun örümceklerinden birini aldığını ve kasti olarak Sör Henrynin odasına koyduğunu
Piskoposun bahçesinde buluşalım ve uzlaşma Tanrının bize bahşettiği terimizle onaylansın.