Примери за използване на Sabaha на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Aslında, bu sabaha kadar, asla maske takmazlardı.
Ay ışığında birbirlerine sarılmışlar. Sabaha kadar öpüşerek ve… birbirlerine dokunarak dans etmişler.
Margaretı arayıp sabaha Bostona yola çıkacağını söyle.
Daha bu sabaha kadar, onların gerçekte kim oldukalarını bile bilmiyorduk.
Biz de sabaha kadar hatim edelim desek buna kâdir olamayız.
Annem beni sarsarak uyanık tutar ve sabaha kadar sohbet ederdik.
Ancak verdiği yaşam mücadelesini, bu sabaha kadar sürdürebildi.
Hayır, sabaha kadar bekleyebilir.
Belki daha sonra dans etmeye gidebiliriz. Yani sabaha kadar demek istedim.
Kartını kullandığım zaman, bu sabaha kadar hapisteydim.
Sabaha bana teşekkür edeceksin.
Bu dans müziği bizi sabaha kadar idare eder.
Sana bırakıyorum, ama yarın sabaha hazır olmalı.
Bütün gece bar bar gezip sabaha maça girmeye çalışacağız.
Birer birer bütün çocukları evine bıraktı alacakaranlıktan sabaha kadar.
Başlama saati gece yarısı. Sabaha kadar sürecek.
Traskı NTAC revire taşımak için sabaha kadar mahkeme emri alamıyoruz.
Sen bu gece biraz dinlenmeye çalış, sabaha konuşuruz, olur mu?
Sabaha kadar bir şey yapamam.
Eğer sabaha kadar dönmezsem… benimki neymiş anlayacaksınız.