SEYRETMEK - превод на Български

да гледам
izlemek
bakmak
seyretmek
görmek
izlerim
да видя
görmek
bakmak
bakalım
bakayım
görelim
görüşmek
ziyarete
izlemek
tanışmak
göster
гледането
izlemek
seyretmek
bakmak
bakıcılığı
seyirler
да погледам
izlemek
görmek
bakmak
seyretmek
bakayım
да гледаш
izlemek
bakmak
seyretmek
görmek
izlerim
да гледа
izlemek
bakmak
seyretmek
görmek
izlerim
да гледаме
izlemek
bakmak
seyretmek
görmek
izlerim
гледане
izlemek
seyretmek
bakmak
bakıcılığı
seyirler
да видиш
görmek
bakmak
bakalım
bakayım
görelim
görüşmek
ziyarete
izlemek
tanışmak
göster
да наблюдавам
izlemek
gözlemlemek
gözetlemek
izleyeceğim
seyretmek
denetlemek

Примери за използване на Seyretmek на Турски и техните преводи на Български

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
Sadece seyretmek istiyor.
Само иска да гледа.
Yemek yerken bunu seyretmek zorunda mıyız?
Защо трябва да гледаме това, докато се храним?
Kalıp maçı seyretmek istediğine emin misin?
Сигурен ли си, че искаш да останеш и да гледаш мача?
Okumak, televizyon seyretmek ve araba kullanmak gibi.
Четенето, гледането на телевизия и шофирането са затруднени.
Bekle, bunu seyretmek istiyorum.
Почакай, искам да видя това.
Beni yanlış anlama, Lindsay Lohanla ilgili bir şey seyretmek istiyorum.
Искам да гледам нещо за Линдзи Лоън, само че не мога да избера кое.
Ianın seyretmek istediği program.
Програмата, която Йън искаше да гледа.
Görünüşe göre seyretmek bazıları için tek başına yeterli değil.
Очевидно само гледане не е достатъчно за някои хора.
Film seyretmek için cumartesi Finnlere gideceğim.
В събота ще ходя у Фин да гледаме филм.
Gidip seyretmek ister misin?
Искаш ли да отидеш да видиш?
İhtiyar bir adamın diskodan gitmek istemeyişini seyretmek hiç güzel değildir.
Много е грозно да гледаш стар човек, който отказва да напусне дискотека.
Sadece bizi seyretmek istiyor.''.
То просто иска да гледа.".
Burada oturup seyretmek çok saçma o halde, efendim.
Малко е тъпо просто да стоим тук и да гледаме, сър.
Seyretmek için çok hoşsun.
Много си хубав за гледане.
Yani… o şeyi yaparken beni seyretmek… hoşuna gider?
Искаш да кажеш, че искаш да гледаш докато го правим?
Batı Gölünü seyretmek için mükemmel bir yer.
е чудесно място да видиш Западното езеро.
Kabile günbatımını seyretmek için toplandı.
Цялото племе се събира да гледа залеза.
Bir ara gelip film seyretmek filan ister misin?
Ще ми дойдеш ли на гости, да гледаме филм или нещо друго?
Ay ışında yürümek, ve yıldızları seyretmek.
Разходка под луната и гледане на звездите?
Ve bir daha, Kaptan Protonun başka bir bölümünü seyretmek zorunda değilsin.
Няма да ти се налага да гледаш отново епизод на капитан Протон.
Резултати: 384, Време: 0.1127

Най-популярните речникови заявки

Турски - Български