Примери за използване на Sormaya на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Buraya Sebastiana dün gece nerede olduğu ile ilgili birkaç soru sormaya gelmiştim.
Sormaya hakkın var.
Sormaya devam etti.
Canlıydım ve cevaplar peşinde koşup mühim sorular sormaya hazırdım.
Gıcıklık yapıp sormaya devam edeceğimi biliyorsun, değil mi?
Şerif, size… dün mekânımdaki çatışma hakkında ne öğrendiğinizi sormaya geldim.
Sormaya başla.
Güvenlik kayıtlarını sormaya gelen oldu mu?
Üçüncü sınıfta hangi grupta çaldığını sormaya başladılar. Hangi ülkede olduğundan bile haberim yoktu.
Bu akşam sana bazı sorular sormaya geldim. Genç Samuel.
Etrafa sormaya.
Aslında Rhondaya, Sydneye geri dönmek isteyip istemediğini sormaya gelmiştim.
Evet, sormaya hakkın var.
Sorular sormaya başladıkları zamana kadar.
Ama o sormaya devam etti.
İnsanlar gelip sormaya başladı,'' Ne yapıyorsunuz burada?''.
Cevap alana kadar bu soruları sormaya devam edeceğim.
Sana değil, Haleye sormaya geldim.
En iyi arkadaşıma gerçeği sormaya.
Sormaya devam et.