Примери за използване на Umduğu на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Ben de onun her zaman umduğu kaynanasıydım.
Babasının umduğu her şey olmayı başardı.
Bu ilişki olmasını umduğu her şeydi.
Hırvatistanın üyelik müzakerelerini tamamlamayı umduğu 2007 yılında ise 290 milyon,
Bükreş, Romanyanın Birliğe girmeyi umduğu 2007 yılına kadar Moldavya uyruklularına vize şartı getirilmemesi için Brükselle bir uzlaşma anlaşması yaptı.
Einsteinın gerçekten umduğu şu ki belki genetik olarak iki kiloluk bir fıstık yapabilir.
Dişi, yüzünü, erkeğe daha sonra göstermeyi umduğu doğal durumunu saklayan meyveler ve kimyasal renklerle boyuyor.
İkisini ayırmak için kuzen olduklarını ortaya çıkarırsa bir gün kendisinin de geçmeyi umduğu köprüyü yakmış olacaktı.
teorisini destekleyeceğini umduğu, onun o değerli gözlemlerine yaklaşıyordu.
Ülke 2007de ABye girmeyi umduğu için, yetkililerin Brükselin,
Birliğe katılmayı umduğu 2007 yılı başında AB üyesi olmak istiyor.[ AFP].
ama Einsteinın gerçekten umduğu şu ki.
Bu kez Tadiçi yeneceğinden emin olduğunu ifade eden Nikoliçin Çarşamba günü'' seçim kampanyasının adil olmasını'' umduğu yönündeki sözleri kaydedildi.
herkesin o sene gelmemesini umduğu çılgın, sinirli amca.
Dipnot Kosovaya bölgesel ilişkilerde yeni bir statü kazandıracak olup memnuniyetle karşılanmasına rağmen, ABnin umduğu gibi Kosova ile Sırbistan arasındaki sorunu çözmeyecektir.
Bana sözünü ettiğin o Sonia denilen kadın. Roderickin, Normanın annesinden kalan paraya konmasını umduğu açık.
kabinesinin Yugoslavyanın da kabul edeceğini umduğu bir protokol taslağını onayladığını belirtti.
Hey, burasının hepimizin umduğu kadar iyi çıkmadığını biliyorum.- Ama ağabeylerin.
Ancak, ben bu noktada umduğu gibi oldukça fazla kilo değil.
işe başvuran 27 milyar insandan biri, Yani ben hepimizin sayı olmasını umduğu smaç değilim.