ADERN - Turkce'ya çeviri

damarlar
vene
ader
gefäße
blutgefäß
arteriellen
aderdings
gefäßerkrankungen
damarları
vene
ader
gefäße
blutgefäß
arteriellen
aderdings
gefäßerkrankungen
damarlarında
vene
ader
gefäße
blutgefäß
arteriellen
aderdings
gefäßerkrankungen
damarların
vene
ader
gefäße
blutgefäß
arteriellen
aderdings
gefäßerkrankungen

Adern Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Sie dienen als Verbindung zwischen tiefen Venen und oberflächlichen Adern.
Onlar derin damarlar ve yüzeysel damarlar arasında bir bağlantı olarak hizmet vermektedir.
Was tun in solchen Situationen, die aufgrund der Erweiterung der Adern ist es nötig zu kämpfen?
Bu gibi durumlarda, çünkü damarların genişlemesi ne mücadele için gerekli mi?
Lateinamerikas Adern bluten weiter.
Latin Amerikanın kesik damarları kanamaya devam ediyor.
Das irische Blut meines Bruders fließt durch die Adern dieses Babys.
Ağabeyimin İrlandalı kanı o bebeğin damarlarında akıyor.
Die Adern in Dots Gesicht kommen von Valentines Injektionen.
Dotun yüzündeki damarlar Valentineın yaptığı iğnelerin eseri.
Wie die Adern eines Herzens.
Kalp damarları gibi.
In der Adoleszenz werden diese Adern manchmal erweitert.
Bazen ergenlik döneminde bu damarların genişlemesi vardır.
Diese schwarzen Linien… netzartige Adern.
Bu kalın çizgiler ağsı damarlar.
Wenn man Deutschen die Adern aufschlitz, fließt braunes blut.“.
Almanlar'' ın damarları kesilse kahverengi kan akar.
Gute Farbe, starke Adern.
Renk iyi, damarlar güçlü.
Schallwellen können Nerven durchtrennen… und Adern platzen lassen.
Hiç görmemiş ama bir yere tutulan ultrasonik dalgalar… sinirleri koparıp damarları patlatabilirmiş.
In ein Ei schaut und es Adern hat.
Salladıktan sonra yiyebilirsin. Yumurtayı kaldırıp baktığında içinde damarlar varsa.
Sie hat hervortretende Adern.
Çok belirgin damarları var.
Und jetzt sind da überall Adern, an den Beinen, am Busen, überall.
Olmadı işte. Şimdiyse… bacaklarımda, memelerimde damarlar var.
Sie hat hervortretende Adern.
Kadının belirgin damarları var.
Adern aus Metall, gefüllt mit heißer Flüssigkeit.
Sıcak sıvı pompalayan metal damarlar.
Kann man es schütteln und dann essen. Wenn man ein Ei hochhält und da sind Adern.
Bir yumurtayı havada tuttuğunda ve içinde damarları varsa, sallayıp yiyebilirsin.
warum sind Adern blau?
Neden Damarlar Mavi?
Und Adern platzen lassen. Schallwellen können Nerven durchtrennen.
Hiç görmemiş ama bir yere tutulan ultrasonik dalgalar… sinirleri koparıp damarları patlatabilirmiş.
Warum und warum Adern an den Beinen sind sichtbar?
Neden ve neden bacaklardaki damarlar görünür?
Sonuçlar: 119, Zaman: 0.0717

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce