AMSTERDAMER - Turkce'ya çeviri

Amsterdamer Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
ENTDECKT: Am Amsterdamer Hauptbahnhof im Alter von 14.
NASIL KEŞFEDİLDİ: 14 yaşında, Amsterdamın merkez istasyonunda.
Der Amsterdamer Straße feierten.
Amsterdam sokakları şenlenir.
Amsterdamer Börsengeschichte.
Amsterdam Borsası.
Der Fluch des Amsterdamer Diamanten.
Amsterdam Elmasının Laneti.
Das Amsterdamer Kongresszentrum RAI liegt 1 km entfernt.
Amsterdam RAI Kongre Merkezi 1 km uzaklıktadır.
Der Amsterdamer Wald.
Amsterdam Ormanı.
Amsterdamer Verteidigungslinie.
Amsterdam Savunma Hattı.
Die Amsterdamer Börse.
Amsterdam Borsası.
Amsterdamer Flughafen Schiphol teilweise evakuiert.
Amsterdam Schiphol havaalanı kısmen boşaltıldı.
Besuchen Sie die erste Flughafen-Bibliothek der Welt am Amsterdamer Flughafen.
Dünyanın ilk Havalimanı Kütüphanesini Amsterdam havalimanında ziyaret edebilirsiniz.
Wenn die Sonne scheint, fahren die Amsterdamer in den Vondelpark, den größten öffentlichen Park der Stadt.
Güneş battığında, Amsterdamlılar şehrin en büyük halk parkı olan Vondelparka yönelir.
Amsterdamer Wegweisungen.
Amsterdamı kılavuz.
Sie stammt dieses Jahr von der Amsterdamer Agentur Hecho Studios.
Bu yılın kampanyası Amsterdamdan Hecho Studios tarafından yapıldı.
Vom Garten aus haben Sie einen guten Ausblick auf den Amsterdamer Wald.
Bahçeden güzel bir Amsterdam Ormanı manzaranız vardır.
Wohnen wie ein Amsterdamer.
Bir Amsterdamlı Gibi Yaşamak.
Wohnen wie ein Amsterdamer.
Amsterdamı Bir Amsterdamlı Gibi Yaşamak.
Jeder Amsterdamer hat drei Fahrräder.
Hollandada her bireyin üç bisikleti vardır.
Eine nächtliche Ankunft am Amsterdamer Flughafen Schiphol führt Sie über das strahlend rosa Leuchten der Gewächshäuser für die Gemüseproduktion.
Amsterdamın Schiphol Havalimanına gece varış, sizi sebze üretiminin parlak pembe ışıltısı üzerinde uçurur….
ohne"Ein herrschaftliches Leiden" zu kennen, wissen, dass es ihr Wunsch war, Mr. Peter Van Houten in seinem Amsterdamer Exil zu besuchen?
Grace nereden bilebilirdi ki asıl dileğinin, Amsterdamda yaşayan Peter Van Houtenı ziyaret etmek olacağını?
Das Jahr 1828 brachte die Wende in die Welt der Schokolade, als der Amsterdamer Coenraad van Houten die Kakaopresse einführte.
Yılında, Amsterdamlı Coenraad van Houtenin kakao makinesini ortaya çıkarmasıyla, çikolata dünyası tamamen değişmişti.
Sonuçlar: 121, Zaman: 0.0314

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce