ARGUMENT - Turkce'ya çeviri

• argüman
• bir nokta
• tartışmayı
• i̇ddia
• noktaya değindin
• savım
• argümanı
• argümanını
• argümana
• tartışma

Argument Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Gutes Argument. Ok, Salzleckstein.
İyi bir nokta. Tamam, yalama taşı.

Gutes Argument, Bruder.
İyi noktaya değindin kardeşim.

Warum bedeutet dieses Argument oder meine Meinung etwas für mich?
Bu argüman veya fikir neden benim için önemli?

Und wir nehmen dieses Argument, um Strafverkürzung zu beantragen.
Biz de bu argümanı ceza indirimi için kullanacağız.

Ich finde dein Argument flach und pedantisch.
Argümanını sığ ve ukala buluyorum.

Ich glaube diesem Argument keine Minute, aber Sie können sehen,
Bu argümana bir dakikalığına inanmıyorum,

Wir brauchen Ihre Hilfe. Ausgezeichnetes Argument.
Bu mükemmel bir nokta. Yardımına ihtiyacımız olacak.

Wie könnte dieses Argument in einem breiteren Kontext angewendet werden?
Bu argüman daha geniş bir bağlamda nasıl uygulanabilir?

Exzellentes Argument, Gaby.
Güzel noktaya değindin, Gaby.

Das Argument von Glezos ist ein Witz.
Glezosun argümanı bir şakayı andırıyor.

Append fügt sein Argument als einzelnes Element am Ende einer Liste hinzu.
Append argümanını listenin sonuna tek bir eleman olarak ekler.

Argument war"gut, nehmen Sie einen Hund an den Strand, richtig?".
Tartışma iyi oldu'' sahile bir köpek alırsın, değil mi?''.

Dieses Argument ist mit der Behauptung verbunden,
Bu argümana eşlik eden,

Gutes Argument, alphabetisch.
Çok güzel bir nokta. Alfabetik.

Akademische Themen könnten rationale Argument, Präsentation und kritische Diskussion umfassen.
Akademik konular rasyonel argüman, sunum ve kritik gündeme gelebilir.

Das erste und mächtigste Argument für das Tröpfeln ist der Geschmack und der Geschmack des E-Liquids.
Damlamada ilk ve en güçlü tartışma, e-likidin aroması ve tadıdır.

Argument der Beliebtheit(argumentum ad populum).
Çoğunluk Argümanı( Argumentatum Ad Populum).

Wenn wir sein Argument anwenden, bedeutet das, dass wir Bedingungen für weniger zukünftige Brustkrebserkrankungen schaffen können.
Argümanını uygularsak, daha az gelecekteki meme kanseri için koşullar yaratabiliriz.

Lmmer Argument gegen Argument!
Hep argümana karsi argüman!

Gutes Argument. Drogenfreiheit kann viel Schaden anrichten. Geisteskrankheit, Scheidung.
Güzel bir nokta, temize çıkmak bir sürü hasara yol açabilir. mesela yabancılaşma, boşanma gibi.