BAJORANISCHEN - Turkce'ya çeviri

bajor
bajoranischen
bajorlu
bajoranischen

Bajoranischen Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Er ist mit einem bajoranischen Erwachsenen angekommen, der behauptet, sein Vater zu sein.
Babası olduğunu söyleyen yetişkin bir Bajorlu ile beraber Bajor nakliye gemisiyle geldi.
Hier ist der Anführer der bajoranischen Arbeiter.
Ben Bajoran işçilerin lideriyim.
Ein Kindervirus, der in den bajoranischen Arbeitslagern grassierte.
Çocukluğumda, işgal esnasında, Bajoran toplama kamplarında bu virüsü kaptım.
Es ist eine Liste mit bajoranischen Namen.
Bajoran isimlerinden oluşan bir liste var.
Wieso versteckte Ihr Mann eine Liste mit bajoranischen Namen?
Neden kocan, Bajoran isimlerinden oluşan bir listeyi saklasın ki?
Jemand aus dem bajoranischen Untergrund.
Bajoran gizli örgütünden birileri elbette.
Ich weiß nicht viel über die bajoranischen Terroristen, aber Sie haben nie gegen Cardassianer gekämpft.
Bajoryalı teröristler hakkında fazla bir şey bilmiyorum, ama sen Cardasyalılarla hiç savaşmamışsın.
Sie dringen in 29 Sekunden in bajoranischen Raum ein.
Saniye sonra Bajorya uzayına girecekler.
Dr. Mora Pol vom bajoranischen Institut der Wissenschaften bat mich,
Bajoran bilim kurumundan Dr. Mora Pol Federasyondan birinin,
Ich wäre Ihnen dankbar, wenn Sie das dem bajoranischen Volk mitteilen.
Bunu Bajoran halkına da anlatırsanız minnettar olurum.
Alle bajoranischen Außenposten sind für Vergeltungsschläge alarmbereit.
Tüm Bajoran karakolları misilleme saldırısına karşı alarma geçti.
Mr O'Brien, schalten Sie uns in den bajoranischen Abfangjäger.
Bay OBrien, Bizi Bajoran gemilerinin yayınına bağlayın. Başüstüne.
Ich speiste mit zwei Dutzend bajoranischen Ministern.
İki düzine Bajoran bakanı ile yemek yemiştim.
Sie sagen, ein Cardassianer gab Ihnen einen bajoranischen Ohrring?
Bana bir Kardasyalının sana Bajorya küpesi verdiğini mi söylüyorsun?
Sie liebte bajoranischen Flieder.
Bajoran leylaklarını çok severdi.
Klingonen treten der Sternenflotte bei, studieren an bajoranischen Akademien.
Klingonlar Yıldız Filosuna katılıyor, Bajoran akademilerinde okuyor….
Wenn es so ein guter Freund ist, wieso sind dann keine bajoranischen Sicherheitsoffiziere hier?
Eğer o kadar iyi bir dostsa… Neden istasyonda hiç Bajoran güvenlik subayı yok?
Wenn ich du wäre, würde ich mir Gedanken über die Sicherheit entlang der bajoranischen Grenze machen.
Yerinde olsaydım, daha çok Bajoran sınırındaki güvenlik için endişelenirdim.
Ich hab eine Nachricht vom bajoranischen Ministerrat für Sie.
Şimdi, eğer… Senatör, size Bajoran Bakanlar Kurulundan bir mesajım var.
Auch als klar wurde, dass ich ein empfindungsfähiges Wesen war, nannten mich die bajoranischen Wissenschaftler weiter so.
Duyarlı olduğum belli olduktan sonra bile Bajor bilim insanları bana öyle demeye devam etti.
Sonuçlar: 58, Zaman: 0.0518

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce