BEFLECKT - Turkce'ya çeviri

lekelenmemiştir
beschmutzen
besudeln
lekeli
fleck
makel
stain
muttermal
abstrich
beschmutzen
stigma
spritzer
klecks

Befleckt Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Er hat das Geld des Landes vergeudet und unsere Religion befleckt.
Ülkesinin parasını israf etti ve dinimizi karaladı.
Im Körper befindet, nicht befleckt.
Sadece vücutta bulunur, besinde olmaz.
Wodurch wird denn ein Mensch„befleckt“?
Bir insan neden‘ bozulur?
Und sie brachten sein Hemd befleckt mit Blut als Vortäuschung.
Onlar Yusufun gömleğine sahte kan bulaştırarak getirmişlerdi.
Heute Nacht wird das Land befleckt mit dem Blute Rohans!
Bu gece toprak, Rohanın kanıyla boyanmış olacak!
Dolche, stach ihn in das Herz und Blut befleckt die Unfall wunderbare Blütenblätter.
kalp onu bıçakladı ve kan kaza harika çiçek yaprakları lekeli.
Dessen Wille es ist, dass du bist, wer du bist. Dich zu entschuldigen, befleckt deine Würde und auch die Gottes.
Özür dilemek sadece senin haysiyetini lekelemez, seni sen yapıp sana bu hayatı veren Tanrıya da hakarettir.
Befleckt mit Blut und Tod, Aufgezeichnet auf einem einfachen Gerät, ist die Antwort darauf ein wahrhaft erschreckendes Nein.
Kan ve ölümle lekelenmiş cevap, kesinlikle korkunç olan bir'' hayır''. Basit bir cihaza kaydedilmiş.
Und nichts wird verhindern, dass ich König werde. Aber der Weg zur Macht ist oft befleckt mit dem Blut Unschuldiger.
Ama iktidara giden yol genellikle masum kanıyla kirlenir… ve hiçbir şey beni kral olmaktan alıkoyamaz.
Sie können, eine Damenbinde benutzen, um zu verhindern, dass die Medikation Ihre Kleidung aber benutzen kein Tampon befleckt.
İlaçların giyeceklerini boyamasını önlemek için bir hijyenik kadın bari kullanabilirsiniz, ancak bir tampon kullanmayın.
Männer, die gewillt sind, zu urteilen, obwohl sie keine Richter sind. Befleckt von den schlimmsten Verbrechen versteckt ihr euch in den Schlachtfeldern zwischen Schlamm und Dreck, um euer eigenes Leben zu retten.
Kendini yargılamadan, başkalarını yargılamak isteyen adamlar suçların en iğrencidir, ama kendi hayatlarınızı kurtarmak için savaşta çamura saklanıyorsunuz.
mein Name meinen geliebten Sohn befleckt.
benim adımın sevgili oğlumu kirletmesini istemiyorum.
seines Nächsten Weib befleckt.
Komşusunun karısını kirletir.
All diese schlechten Dinge kommen von innen und beflecken den Menschen.
Bütün bunlar kötü şeyler içinden gelen ve insanı kirletir.
Tinte befleckte die Oberfläche der Ventrikel(V), Atrium(A) und Bulbus arteriosus(Ba).
Mürekkep ventrikül yüzeyi lekelenmiş( V), atriyum( A) ve bulbus arteriozus( BA).
Darüber hinaus bestätigt das Kollagen beflecken das Vorhandensein dieses ECM-Proteins in den Mikro-Spalten.
Ayrıca, kolajen boyama bu ECM protein mikro sütunlardaki varlığını doğruladı.
Ich möchte ihr Andenken an ihre Tochter nicht beflecken, aber ich möchte Ihre Erinnerung an Dave Piaseki korrigieren.
Kızınızın anısını kirletmek istemem,- ama Dave Piaseki nin anısını düzeltmek isterim.
Ich will es nicht mit solchen Angelegenheiten beflecken.
Böyle bir işle lekelemek istemedim.
Sie beflecken dieses Land.
Sen bu ülke için bir lekesin.
Miss Lucy, wenn Hexen die Kleider eines Menschen mit ihrem Blut beflecken.
Bayan Lucy, cadılar birinin elbisesine kan bulaştırınca.
Sonuçlar: 43, Zaman: 0.1307

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce