BEZAHLEN - Turkce'ya çeviri

• ödemek
• ödeyecek
• ödeme
• para
• parasını
• ödemeniz
• ödemesi
• parayı
• parası

Bezahlen Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Seine Eltern baten um Hilfe, können aber derzeit nicht bezahlen.
Ailesi bizden yardım istedi ama şimdilik ödeme yapamıyorlar.

Omar Hassan muss mit seinem eigenen Blut bezahlen.
Omar Hassan da bunu kanıyla ödeyecek.

Irgendjemand muss bezahlen.
Birinin ödemesi gerek.

Sie müssen also heute nicht bezahlen.
Yani bugün ödemek zorunda değilsin.

Wir mussten das Maultier kaufen, bezahlen und gehen.
Parayı verip katırı satın almamız gerekiyordu.

Was Sie sonst noch bezahlen müssen: Trinkgelder
Başka Ne Ödemeniz Gerekecek: Bahşişler

Wirst du davon was bezahlen?
Onların parasını verecek misin? Baksana sen!

Warum soll ich jemanden bezahlen, der mein Öl verarbeitet?
Neden kendi petrolümü taşımak için başkasına para verelim?

Aber jetzt ist sie tot und sie müssen Audrey bezahlen.
Ama artık o öldüğüne göre Audreye ödeme yapmak zorunda kalacaklar.

Und dein Sohn wir mit dir bezahlen.
Oğlun da seninle birlikte ödeyecek.

Ich mach Fernsehen nur, weil sie gut bezahlen.
Dizi yönetmenliğini sadece parası iyi olduğu için yapıyorum.

Sie können gehen, aber jemand muss bezahlen.
Ödemesi gerekiyor. Gidebilirler ama birinin.

Ich muss Rechnungen bezahlen.
Faturalarımı ödemek zorundayım.

Sag dem Gringo, er soll mit dem Mist aufhören und bezahlen.
Ve parayı versin. Gringoya söyle.

Was Sie sonst noch bezahlen müssen: Flug und Steuern.
Başka Ne Ödemeniz Gerekecek: Uçak ve vergiler.

Ich kann bezahlen.
Parasını verebilirim.

Ich kann dich für die Hausarbeit bezahlen.
Fazladan para için yapacaksan ev işleri için para verebilirim sana.

Und ich kann Sie nicht bezahlen.
Ve size ödeme yapamam.

Dad! Dad! Er will dafür bezahlen.
Baba, baba! Bize karşılığını ödeyecek.

Ich muss Schule und Windeln bezahlen.
Okul, bebek bezi parası lazım… ve… içerideyken bulaştığım bela yüzünden.