DAS MEER - Turkce'ya çeviri

• deniz
• okyanus
• denizler
• deniz de
• deniz kenarı
• denizi
• denize
• denizin
• okyanusu
• okyanusun
• okyanusa
• denizleri
• denizlerle
• denizi de
• denizine

Das meer Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Und warum wird das Meer nicht noch salziger?
Denizler Neden Giderek Daha Tuzlu Hale Gelmez?

Wenn die Haie sterben, stirbt das Meer!".
Köpekbalıkları ölürse, deniz de ölür!”.

Deco: das Meer zu Hause.
Deco: evde deniz kenarı.

Dann warten wir und genieûen das Meer.
Bekleyelim ve denizin tadını çıkaralım.

Sie wollen das Meer sehen?
Denizi görmek istiyorum?

Schau dir das Meer an. Diese Farbe.
Denize bak. Şu renge bak.

Das Meer ist voller Fische, nicht wahr?
Okyanus balıklar doludur, değil mi?

Das Meer ist sein Freund.
Deniz de onun arkadaşıydı.

So verlangsamt das Meer den Klimawandel- allerdings hat das seinen Preis.
Böylece denizler iklim değişimini yavaşlatıyor, ancak bunun bir bedeli var.

Wie das Meer voller großer Schiffe.
Büyük Gemilerle Dolu Deniz'' gibi.

Ich hab das Meer noch nie gesehen. Das Meer.
Okyanusu hiç görmedim. Okyanus dalgaları--.

Das Meer, das Feuer, die Erde lieben,
Denizi, alevi, dünyayı sevmek

Wie die Schlange, deren Körper das Meer einschließt.
Bedeni denizin içinde duran yılan mesela.

Um die Uhrzeit? -Wir haben uns das Meer angeschaut?
Beraber denize bakıyorduk. Ağlamadı mı?

Das Meer ist toll. Es hat irgendwas.
Okyanus güzel. Çeken bir şey var.

Das Meer tobt, und Gewitterwolken sammeln sich unbemerkt.
Denizler çıldırır, fırtına bulutları görünmeden toplanır.

Das Meer weiß es.
Deniz de biliyor.

Es ist das Meer selbst, das mich runterzieht.
Doğru. Beni kendisine çeken deniz.

Ich konnte das Meer riechen, die salzige Luft schmecken.
Okyanusun kokusunu alabiliyordun, cildinde tuzlu havayı hissedebiliyordun.

Und sie liebte das Meer.
Ve okyanusu çok severdi.