DAS METALL - Turkce'ya çeviri

• metal
• metali
• metalin
• metale

Das metall Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Zuerst müssen Sie sorgfältig die Stelle vorbereiten, an der das Metall geschweißt wird.
Öncelikle metalin kaynaklanacağı yeri dikkatli bir şekilde hazırlamanız gerekir.

Das Metall der Waffe ruiniert das Bild.
Silahın metali görüntüyü mahvediyor.

Laut Röntgenbild steckt das Metall in Ihrem Oberschenkel.
Röntgeninize göre, metal parça kalça kemiğinize girmiş,… o yüzden Sr.

Ergebnis ist ein hochfestes Composite-Bauteil, das Metall substituieren kann.
Sonuç ise metalin yerini alabilecek son derece sağlam bir kompozit parçadır.

Wir können die Pflanze, das Metall, die temporären und schließlich die synthetischen unterscheiden.
Bitkiyi, metali, geçici ve son olarak da sentetik olanları ayırt edebiliriz.

Das Metall ist draußen.
Metal olan her şey dışarda.

Nimmt das Metall Form an.
Metalin şekil almış hali.

Fakt ist, wenn Sie versuchen, das Metall mit einer Zange zu biegen, wird es sofort brechen.
Gerçek şu ki, metali pense ile bükmeye çalıştığınızda derhal kırılacak.

Ich schmecke nur das Metall.
Sadece metal tadı geliyor.

Sie können das Metall genießen, das kleine Berührungspunkte und die von ihnen ausgehenden E-Stim-Empfindungen bietet.
Küçük temas noktaları sağlayan metalin ve onlardan çıkan e-stimülasyon duyumlarının keyfini çıkarırsınız.

Habe das Metall reduziert und dann kam eine unerwartete Reaktion.
Metali indirgiyordum ve… Ani bir tepkime oldu.

Das Metall ist leichter.
Güçlendirilmiş yani metal daha hafif.

Achte nur darauf, dass das Metall nicht zu heiß für dein Auge ist.
Sadece metalin gözünüz için fazla sıcak olmadığından emin olun.

Woher hast du das Metall für die Waffen?
Silah yapmak için bu kadar metali nereden buldun?

Das Metall ist Stahl mit hoher Dichte.
Metal, yüksek yoğunlukta bir çelik.

Unser Labor braucht nicht lange, um das Metall zu vergleichen.
Suç laboratuvarında metalin eşleştirilmesi pek uzun sürmez.

Das Metall einzufrieren war sehr clever.
Özellikle de şu metali dondurmak zekîceydi.

Und wir glühten wie das Metall an Messers Schneide.
Ve ışıklar saçıyorduk bıçağın ucundaki metal gibi.

Sehen sie wie das Metall verdreht ist?
Metalin nasıl büküldüğünü gördünüz mü?

Die Autos bauen, das Metall schmelzen. Wir sind es, die den Kuchen backen.
Sonuçta pastayı yapan, arabaları üreten ve metali eritenler biziz.