DER TOLERANZ - Turkce'ya çeviri

tolerans
toleranz
tolerance
toleranzentwicklung
verträglichkeit
tolerieren
kontaktausgänge
tolerant
toleransın
toleranz
tolerance
toleranzentwicklung
verträglichkeit
tolerieren
kontaktausgänge
tolerant

Der toleranz Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Die Forschung zeigt, dass Vitamin D zur Aufrechterhaltung der Toleranz und zur Förderung der schützenden Immunität beiträgt.
Araştırmalar, D vitamininin toleransı korumak ve koruyucu bağışıklığı artırmak için çalıştığını gösteriyor.
Die Forschung zeigt, dass Vitamin D zur Aufrechterhaltung der Toleranz und zur Förderung der schützenden Immunität beiträgt.
Araştırmalar, D vitamininin toleransı korumak ve koruyucu bağışıklığı desteklemek için çalıştığını göstermektedir.
Amerika sei das Land der Toleranz. Des Friedens.
Amerika bir hoşgörü, bir barış ülkesi olacaktı.
Es hieß, Amerika sei das Land der Toleranz.
Amerika bir hoşgörü, bir barış ülkesi olacaktı.
Das wäre ein Zeichen der Toleranz.
Bu, bir tolerans işaretidir.
Das Verständnis der Mechanismen der Toleranz erfordert zuverlässige Modelle.
Dayanıklılık mekanizmaları güvenilir modelleri gerektirir.
Die 6 Monate sind in der Toleranz.
Ay bir tolerans dönemidir.
Er war jemandem der Toleranz sehr wichtig war.
İnsanların hoşgörülü olmasını çok önemserdi.
Dein neuer Spitzname ist"Museum der Toleranz.
Sana bir lakap da buldum. Uzeem Atolerance.
Dieses Hotel befindet sich in der Nähe von: Getty Center sowie Museum der Toleranz.
Bu otel Getty Center ve Tolerance Müzesi yakınındadır.
Ajman Kronprinze: VAE sind ein globales Modell der Toleranz.
Ajman Kraliyet Prensi: BAE küresel bir hoşgörü modelidir.
Hört sich an wie eine kirchliche Stadt. Ein Ort der Toleranz.
Kulağa kilise sığınağı gibi geliyor, hoşgörülü bir yer gibi.
Als Ihr neuer Minister für Zauberei verspreche ich, alles zu tun, um diesem Tempel der Toleranz zu alter Pracht zu verhelfen.
Yeni sihir bakanınız olarak bu hoşgörü tapınağını eski ihtişamına kavuşturmaya söz veriyorum.
Seine hohe Stufe der Toleranz gilt nicht nur für die medizinische Verwendung,
Yüksek tolerans seviyesi sadece tıbbi kullanım için
den Preis des tapfersten Lehrers verleihen wollen. dass ihre Kinder nicht mehr in meinen Unterricht wollen, dass sie mir diesen Freitag im Museum der Toleranz.
bana Cesur Öğretmen ödülünü vermek üzere… cuma günü Hoşgörü Müzesine davet ettiler. Hayır!
das Timing der Signale außerhalb der Toleranz und die USB-Verbindung schlägt fehl.
zamanlama sinyallerinin tolerans dışarı alabilir ve USB bağlantı başarısız olur.
Von Vampiren angegriffen wurden. sogenanntes Festival der Toleranz, bei dem Menschen vor den Augen der Medien und im Beisein unseres offiziellen Sprechers.
Vampirlerin, bizim sözcümüzün de bulunduğu bir yerde, tüm… basının önünde insanlara saldırdığı sözde…'' Hoşgörü Festivali'' nizden bahsetmiyorum bile.
Für uns und sie ist Spiel grundlegend für die Bindung von Beziehungen und die Pflege der Toleranz.
Bizim için, onlar için, oyun, dostluklar kurmak ve toleransları artımak için bir temeldir.
Liegen die Messwerte bei der zweiten Kontrolle innerhalb der Toleranz des Kontrollwertes, ist die Einstellung in Ordnung.
İkinci kontrol sırasında ölçülen değerler kontrol değeri toleransları dahilindeyse ayarda sorun yok demektir.
Wo ist denn die Toleranz und die Freundlichkeit?
Nezaket ve hoşgörü nerde kaldı??
Sonuçlar: 57, Zaman: 0.0367

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce