Die kellnerin Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Die Kellnerin brachte sie.
Er hat die Kellnerin umgebracht.
Plötzlich hören sie die Kellnerin schreien.
Die Kellnerin rauchte draußen.
Garson dışarıda sigara içiyormuş.Bestellt einen Stoli Martini mit Zitrone. Wenn ihr die Kellnerin seht.
Garsonu görürsen, bir stoli martini daha istiyorum.Die Kellnerin weckte sie dann aber aus den Gedanken.
Garsonun gölgesi düşünce yüzüne düşüncelerinden uyandı.Die Kellnerin schaut wieder.
Garson yine bakiyor.Siehst die Kellnerin?
Garsonu görüyor musun?Die Kellnerin ist schuld.
Yoksa garsonun suçu olurmuş.Gab die Kellnerin eine Beschreibung, irgendetwas?
Garson falan bir tarif verdi mi?Belästigt nicht die Kellnerin.
Garsonu taciz etmeyin.Er fragte sich, ob die Kellnerin es bemerkt hatte.
Ama o, garsonun fark ettiğini biliyordu.Die Kellnerin wird dann Ihre Bestellungen aufnehmen.
Karar verdiğinizde garson siparişlerinizi alır.Hilf mir, die Kellnerin zu rufen.
Yeme artık. Garsonu çağırmama yardım et.Die Kellnerin ist schwanger.
Garsonun çocuğu olacak.Warum redet die Kellnerin über Pickles?
Garson neden burada ve neden turşulardan bahsediyor?Sie sind die Kellnerin im Restaurant die Straße runter.
Sokağın köşesindeki restoranın garsonu onlar.Wenn ihr bestellt, lass die Kellnerin auf die Karte zeigen.
Sipariş verince, bayan garsonun menüyü göstermesini sağla.Ich werde die Kellnerin sein.
Ben garson olacağım.Soll ich die Kellnerin holen, damit du einen Drink bestellen kannst?
Sana bir içki söylemek için garsonu çağırmamı ister misin?
