Bir garson Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Bir garson sipariş almaya geldi.
Onun beyni çok fazla işi olan bir garson gibi.
Ama iyi bir garson değilim.
Anne Lodgeun Popsta bir garson olarak çalıştığını bilseydim, Veronicaya Vixensta asla yer vermezdim.
Bir garson üzerime içki döktü.
O zaman bir garson gibi davran.
Sonra da bir garson beni lokantanın arkasındaki çöplükte buldu.
Buraya bir garson gönder.
Ben ve bir garson daha.
Bir garson insanlar rahatça yemek yerken duymaması gereken şeyler duyar.
Ama bir garson görürsen.
Koridorun karşısında oturan bir garson ile gayri meşru bir macera yaşandı.
Bir garson. Bu ne anlama geliyor?
Ursula bir garson oldu ve Sohoda yaşıyor.
Yani ne bir garson siparişini alsın,
Lerimin basinda Dennysten bir garson kiz ve bir herifle uclu seks yapmistim.
Yani ne bir garson siparişini alsın, ne de bir komi masasını temizlesin.
Koridorun karşısında oturan bir garson ile gayri meşru bir macera yaşandı.
Bir garson istedim, senin gidebilmen için.
Restoranı hallettik. Washingtondan bir garson ve barmen yolluyoruz.