DUNKELSTEN - Turkce'ya çeviri

karanlık
dunkel
dunkelheit
die dunkle
finsternis
düster
dark
finster
schatten
im dunkeln
en karanlık
dunkelsten
finstersten
düstersten
dunkelstes
dunkelster
allerdunkelsten
karanlıktır
dunkel
dunkelheit
die dunkle
finsternis
düster
dark
finster
schatten
im dunkeln
en koyu
dunkelste

Dunkelsten Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Hoppla! Blaue Morgendämmerung, die die dunkelsten Momente vertreibt!
En karanlık anları defeden mavi şafak… Eyvah!
Es bringt selbst die dunkelsten Tage zum Funkeln.
En karanlık günleri bile cıvıltılı hale getiriyor.
Eine geheimnisvolle Welt in den dunkelsten Tiefen der Verbotenen Zone.
Yasak Bölgenin en karanlık derinliklerindeki gizemli bir dünya.
Manchmal versteckt das Leben Geschenke an den dunkelsten Orten.
Bazen hayat, en karanlık yerlere hediyeler saklar.
Also gut. Verpacken wir unsere tiefsten, dunkelsten Geheimnisse… in Poesie.
Tamam… Hadi en derin ve en karanlık sırlarımızı yazalım… şiir olarak.
Verbrennt den Wald… bezwingt eure dunkelsten Ängste, Neue Bürger Frankreichs.
En karanlık korkularınızı mağlup edin. Fransanın yeni yurttaşları.
Seine tiefsten, dunkelsten Geheimnisse.
O bana ne derin en karanlık sırlarını anlatır.
Was Leute für ihre dunkelsten Wünsche bezahlen.
İnsanlar en karanlık arzularını gerçekleştirmek için çok para veriyorlar.
Seine tiefsten, dunkelsten Geheimnisse.
O bana ne derin en karanlık sılarını anlatır.
Die dunkelsten Nächte bringen die hellsten Sterne hervor.
En karanlık gecelerde en parlak yıldızlar görünür.
Die dunkelsten Nächte bringen die hellsten Sterne hervor.
En parlak yıldızlar en karanlık geceler de çıkar.
In den dunkelsten Tiefen des Cyberspace existiert eine andere Welt.
Siber uzayın en karanlık derinliklerinde… başka bir dünya vardır.
Achte auf die nächsten, entferntesten, hellsten und dunkelsten Bereiche.
En yakın, en uzak, en parlak ve en karanlık yerlere dikkatlice bak.
Doch in unserem dunkelsten Moment wurde uns ein Wunder zuteil.
Bize bir mucize verildi. Ama en karanlık anımızda.
Doch als die Nacht am dunkelsten war, kam die Wende.
Gecenin karanlığı çöktüğünde ise hareket vakti gelmişti.
Sie gaben uns Hoffnung in unserer dunkelsten Stunde. Es bedeutete mir viel.
Anlamı büyüktü. Her şey karanlıkken bize umut ışığı oldun.
Oder in der dunkelsten Nacht.
Güneş parlarken… ya da gece karanlıkken.
Das Licht wird in der dunkelsten Nacht geboren….
Güneş, gecenin en karanlığında doğar.
Er hat die dunkelsten Fenster.
En koyu renk camlar ondaydı.
Sein Opfer hat mich gelehrt, dass auch nach der dunkelsten Nacht die Sonne wieder aufgeht.
Fedakarlığı bana en kara geceden sonra bile… güneşin doğacağını öğretti.
Sonuçlar: 335, Zaman: 0.0329

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce