EINER LEICHE - Turkce'ya çeviri

• bir cesedin
• bir cesetle
• kadavranın
• bir ceset
• bir cesedi
• bir cesetten
• ölü bir bedeni
• bir cesetin

Einer leiche Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Es wurde einer Leiche abgeschnitten, vor weniger als 48 Stunden.
Bir cesetten en geç 48 saat önce kesilmiş.

Es ist kein guter Ort, um sich einer Leiche zu entledigen.
Burası bir cesedi gizlemek için iyi bir yer değil.

Mein Gesicht hat heute den Schnurrbart einer Leiche berührt, Bobby.
Bugün suratım bir cesedin bıyığına dokundu Bobby.

ISIS umgibt ein Heer von Leichen. Und einer Leiche.
ISISin çevresinde ceset eksik olmazdı. Bir cesetle.

So kalt wie die einer Leiche.
Bir ceset kadar soğuktu.

Der moderne Prozess des"Einbalsamierens" entzieht einer Leiche das Blut und ersetzt es durch Formaldehyd.
Günümüzün“ embalming” süreci kanı bir cesetten kurtarıyor ve bunu formaldehitle değiştiriyor.

An so einer Leiche.
Bir cesedin üstünde.

Und einer Leiche im Kofferraum. 000 erwischt.
Üç yıl önce elli bin dolar ve bir cesetle yakalandı.

Auf der Rückseite auf dem Boden(in der vollen Länge), wie zum Beispiel einer Leiche liegenden Savasana.
Yerde( boylu boyunca) bir ceset gibi sırt üstü yatmak SAVASANAdır.

Sie stahl mir den Ring einer Leiche.
Bir cesetten yüzük çalıp bana vermişti.

Was ist der Punkt bei der Vergasung einer Leiche Das wird verbrannt?
Zaten yakılacak olan bir cesedin gazla dezenfekte edilmesinin amacı ne?

Monate in Eager Street wegen einer Leiche.
Sekiz ay boyunca Eager caddesinde bir cesetle uğraştım.

Aufgrund dieser Faktoren ist der Körper einer Leiche 17 Monate nach dem Tod leicht verschoben.
Bu faktörler nedeniyle, bir ceset gövdesi ölümden 17 ay sonra hafifçe yer değiştirmiştir.

Ich stehe neben einer Leiche im Niemandsland, die wie lange tot ist?
Şu anda ücra bir yerde bir cesedin yanındayım. Ne zaman öldürülmüş?

Erwischt. Und einer Leiche im Kofferraum.
Üç yıl önce elli bin dolar ve bir cesetle yakalandı.

Sie haben mich zu einer Leiche befragt.
Beni bir ceset için sorgulamıştın.

Er hat den Antrieb einer gebrochenen Nockenwelle und den Elan einer Leiche.
Tüm güce sahip kırık bir eksantrik milinin ve bir cesedin agresif somurtkanlığında.

Ich erscheine zu meiner Ehrung mit einer Nutte und einer Leiche!
Okulum beni ödüllendiriyor. Bense bir fahişe ve bir cesetle çıkıyorum karşılarına!

Das ist ein langer Weg mit einer Leiche.
Bir ceset ile gitmek için uzun bir yol.

Wärme und Sauerstoff, die Todfeinde einer Leiche.
Isı ve oksijen, bir cesedin ölümcül düşmanlarıdır.