FESSELN - Turkce'ya çeviri

• bağlamak
• bağlayın
• zincirleri
• bağlarını
• pranga
• kelepçeleri
• bağlayıp
• bağlayacak mısın
• ipleri
• kelepçele

Fesseln Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Aber die Fesseln der unendlichen Verbindlichkeiten und Verantwortlichkeiten hindern sie daran, ihr Bestes zu geben.
Ama yine de bitmeyen yükümlülüklerin ve sorumlulukların zincirleri, ellerinden geleni yapmalarını engelliyor.

Die reden irgendwas davon, dass sie dich fesseln wollen.
Seni bağlamak istedikleri bir şey hakkında konuşmak.

Mich fesseln?
Beni bağlayacak mısın?

Etwa bei ihnen einbrechen, sie fesseln, ihre Familien umbringen.
Evlerine girmemizden, onları bağlayıp ailelerini öldürmemizden.

Fesseln Sie ihn. Sofort.
Şimdi! Onu bağlayın.

Fesseln und Helmen wegwerfen. Packt den Laptop ein.
Laptopu paketle. Kelepçeleri ve davlumbazları çıkarın.

Schneid die Fesseln an einem Arm durch, gib mir das Messer und geh.
Bir kolumdaki ipleri kes, bıçağı ver ve buradan ayrıl.

Ich beschwöre dich, löse alle Fesseln, die dich binden.
Efsunluyorum seni, kopar seni bağlayan bütün zincirleri.

Fesseln Sie sie, und führen Sie sie ab.
Onları kelepçele ve içeri al.

Musstest du mich fesseln?
Beni bağlamak zorunda mıydın?

Kannst du mich dieses Mal fesseln?
Bu sefer beni bağlayacak mısın?

Wenn ihr es hier rausschaffen wollt, müsst ihr mich an einen Baum fesseln.
Eğer başarmak istiyorsanız beni bir ağaca bağlayın.

Lockern Sie wenigstens die Fesseln.
En azından ipleri gevşetebilir misin?

Hiermit öffnen Sie die Fesseln.
Bu kelepçeleri açacaktır.

Willst du mich fesseln?
Beni bağlamak istermisin?

Nehmen Sie Ihre Handschellen und fesseln Pete ans Lenkrad.
Kelepçelerini al ve Petei direksiyona kelepçele.

Mich fesseln wie diesen Wolf?- Du wirst was?
Sen ne? Beni o hayvan gibi bağlayacak mısın?

Fesseln Sie ihn.
Onu bağlayın.

Ich möchte dich fesseln.
Seni bağlamak istiyorum.

Fesseln Sie ihn besser.
En iyisi onu bağlayın.