FULCRUM - Turkce'ya çeviri

dayanak
fulcrum
grundlage
ohne stützen
fulcrum
mesnet
fulcrum

Fulcrum Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Nein, das Fulcrum ist nicht hier, aber ich glaube, hier finden sich die notwendigen Informationen, um es zu finden.
Hayır, Dayanak burada değil ama buradaki kritik bilgi ile bulunabilir.
Wir hatten die Gelegenheit, Fulcrum Gaming im vergangenen Jahr auf der PAX zu treffen.
Fulcrum Gaming ile geçen sene PAXte tanışma fırsatımız oldu.
was du finden musst, ist der Fulcrum.
bulman gereken şey Mesnet.
Das Fulcrum.- Und weil ich seine Tochter liebe.
Ve çünkü kızını seviyorum.- Fulcrum.
Das Fulcrum. Dann hat es Reddington also nicht.
Reddingtonın elinde değil demek. Dayanak.
Und wenn das Fulcrum auftaucht, finden wir es. Gar nicht. Wir spiegeln Braxtons Suchalgorithmus.
Yok. Braxtonın arama algoritmalarını kopyalıyoruz… ve Fulcrum oyuna girerse, onu bulacağız.
Fulcrum gewinnt. Nein.
Hayır! Dayanak kazandı.
Wir haben vorgehabt, dich zu retten, weil Fulcrum hier ist. Nein, nein.
Hayır, hayır! Senin için geri döndük çünkü Dayanak burada.
Red macht Druck bei Liz um die Fulcrum zu bekommen.
Red, ölüm meselesi olduğunu iddia eden Fulcrum için Lize baskı yapar.
Das ist korrekt. Wir haben den Intersect-Kubus, Fulcrum ist besiegt und Ihre Mission beendet.
Bu doğru. Bilgisayar küpü bizde, Dayanak kaybetti, göreviniz bitti.
Wieso du hergekommen bist… die Erpressungsakte, Fulcrum.
Buraya gelme sebebin, şantaj dosyası, Dayanak.
Sie kennt Fulcrum, deren Vorgehensweisen und Geheimnisse.
Dayanağı; prosedürlerini ve tüm sırlarını biliyor.
Und wo war dieser Kerl vor Fulcrum?
Bu adam Dayanaktan önce neredeydi peki?
Das Fulcrum wurde von Raymond Reddington veröffentlicht.
Dayanaklar Raymond Reddington tarafından açıklandı.
Die bekam er, weil er andere überzeugte, dass ich die Fulcrum nicht habe.
Diğer üyeleri, Fulcrumun elimde olmadığına ikna ederek başardı bunu.
Die bekam er, weil er andere überzeugte, dass ich die Fulcrum nicht habe.
Bu izni, Mesnetin bende olmadığına diğerlerini ikna ederek aldı.
Der Typ im Aufzug, Und sie wollen die Intersect, Chuck. Wegen Fulcrum.
Kaldıraç yüzünden. Asansör deki adam onların hesabına çalışıyor.
Fulcrum denkt, du bist die Intersect.
Kaldıraç, Intersectin sende olduğunu zannediyor.
Wegen Fulcrum.
Kaldıraç yüzünden.
Das Fulcrum, wenn Sie beweisen können,
Eğer Fulcrum elindeyse, elinde olduğunu kanıtlayabiliyorsan,
Sonuçlar: 84, Zaman: 0.0386

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce