GEPLÜNDERT - Turkce'ya çeviri

yağmalandı
plünderung
plündern
beute
yağmaladınız
plündern
plünderung
talan
geplündert
plünderung
verwüstet
brandschatzen
yağmalanmış
plünderung
plündern
beute
yağma
plünderung
plündern
beute

Geplündert Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Darüber hinaus systematisch genommen und geplündert alle großen Städte.
Dahası, tüm büyük şehirleri sistematik olarak aldı ve yağmaladı.
Als Dein Bote ankam war die Armee bereits erniedrigt und die Stadt geplündert.
Haberciniz geldiğinde, ordu küçük düşürülmüştü ve şehir yağmalanmıştı.
Wenn die Zivilisation eines Landes geplündert wird wie jetzt unsere, dann endet seine Geschichte.
Eğer bir ülkenin uygarlığı bizim burada olduğu gibi yağmalanırsa, tarih sona ermiş demektir.
Sie müssen hier geplündert haben.
Birileri burayı yağmalamış olmalı.
Ich hab meinen Percocet-Vorrat geplündert und bin grad voll auf einem Trip.
İlaç zulamı resmen talan ettim… ve şu anda Satürnün yörüngesindeyim desem abartmış olmam.
Und bin grad voll auf einem Trip. Ich hab meinen Percocet-Vorrat geplündert.
İlaç zulamı resmen talan ettim… ve şu anda Satürnün yörüngesindeyim desem abartmış olmam.
Wallace hat York geplündert.
W-Wallace Yorku yerle-bir etmiş.
Als hätten Sie das Familienalbum geplündert.
Anlaşılan aile albümünü kurcalamışsınız.
Die kaiserlichen Grüfte unserer mandschurischen Vorfahren wurden von Truppen der Kuomintang geschändet und geplündert.
Mançuryalı atalarımızın İmparatorluk mezarlarına saldırmış ve soymuşlar Kuomintangın askerleri.
Vornehme urlaubsorte werden geplündert.
Lüks tati̇l yöreleri̇ soyulmakta.
unsere Häuser und unsere Geschäfte geplündert.
evlerimizi ve dükkanlarımızı soydu.
Die Trojaner wussten noch genau, wie die Griechen unter Sparta die Stadt geplündert und in Brand gesetzt hatten.
Truvalilar, zamaninda atalarinin sehirlerini yakip yikan Sparta egemenligi altindaki Yunanlilarla kötü anilar yasamislardi.
In den Jahren 1413 und 1417 wurde das Dorf geplündert.
Ve 1401 yıllarında şehir Timurun kuvvetlerince tahrip edildi.
sogar Rom selbst fiel 455 einem dieser Raubzüge zum Opfer und wurde geplündert.
Yunanistan kıyılarına akınlar düzenlemeye başladı, hatta 455 yılında Roma talan edildi.
ein Mob von etwa 1.000 Arbeitern angegriffen, geplündert und teilweise das Schloss abgerissen.
yaklaşık 1000 işçi güruh, saldırıya talan ve kısmen Château yıkıldı.
Viele historische Kirchen in der Altstadt wurden beschädigt oder zerstört sowie geplündert durch die Terroristenfraktionen.
Eski Kentteki pek çok tarihi kilise terörist gruplar tarafından saldırıya uğramış veya yıkılmış ve yağmalanmış.
um zuzuschauen, wie die Klinik, die ich in meinem Namen geöffnet habe, von gewöhnlichen Dieben geplündert wird.
korkunç gut ile Benim adına açılan kliniği izlemek için Ortak hırsızlar tarafından talan olsun.
Kein Plündern, Umherziehen, Überfallen
Artık yağma yok, gezme yok,
Sobald wir ein Schiff kommandieren, wird das Plündern leichte Sache sein, Jungs.
Eğer gemide görev alırsak, yağma işi çok kolay olacak, çocuklar.
Der böse König plündert die Stadt und seine Robotersoldaten sind überall.
Kötü Kral şehri yağmaladı ve robot-askerleri her yere yayıldı.
Sonuçlar: 47, Zaman: 0.0469

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce