TALAN - Almanca'ya çeviri

talan
geplündert
yağmalamak
yağma
soymak
talan
Plünderung
yağma
talan
yağmalamak
verwüstet
yerle
dağıtman
harap
plündern
yağmalamak
yağma
soymak
talan
brandschatzen

Talan Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Ben zavallı talan edilmiş, gasp edilmiş Mercianın tek meşru hükümdarıyım.
Dieses armen, geplünderten, missbrauchten Landes. Mich! Die einzige rechtmäßige Herrscherin.
Notre Dame talan ve ciddi hasar gördü sonlarında 18. yüzyılın Fransız Devrimi sırasında.
Notre Dame wurde geplündert und schwer beschädigt während des Französisch Revolution des späten 18. Jahrhunderts.
Bugün, Meksika bu talan ve bu sıçanlar yüzünden kan kaybediyor.
Das heutige Mexiko blutet wegen dieser Beraubung und dieser Ratten aus.
Talan Edilmiş Hoethin Kütüphanesi.
Fülle die Bibliothek von Hoeth.
Hayvanlar- terkedilmiş binalar zaten talan kez hayvanları avlamak için çöle dışarı baş.
Tiere- Durchforste die Wildnis, um Tiere zu jagen, sobald die verlassenen Gebäude bereits geplündert wurden.
Talan Oldum( İbrahim Musaoğlu).
Und es begab sich: Ich, Abraham.
Bunlar şeytanın talan ettiği kimselerdir.
Diese sind also die, die Satan genommen hat.
Kendi halkının haysiyetini talan eden bir toplum devam edemez.
Eine Gesellschaft, die den Menschen ihre Würde raubt, kann nicht ewig bestehen.
Biraz yağma, biraz talan.
Ein bisschen plündern und brandschatzen.
Anime hikayesinde, bir gün bir kasaba talan ediliyor.
In der Geschichte des Anime geht es darum, dass eines Tages eine Stadt vernichtet wird.
yakıldı, talan edildi.
verbrannt und geplündert.
Bunların mal varlıkları talan edildi.
Vermögen von diesen ausgehalten wurde.
Ama o saldırıya askeri diktatör oldu, öldürülen ve onun imparatorluğunu finanse etmek için talan.
Zu einem Militärdiktator, der andere angriff, tötete und ausplünderte, um sein Imperium zu finanzieren.
Yunanistan kıyılarına akınlar düzenlemeye başladı, hatta 455 yılında Roma talan edildi.
sogar Rom selbst fiel 455 einem dieser Raubzüge zum Opfer und wurde geplündert.
yaklaşık 1000 işçi güruh, saldırıya talan ve kısmen Château yıkıldı.
ein Mob von etwa 1.000 Arbeitern angegriffen, geplündert und teilweise das Schloss abgerissen.
De Birleşmiş milletler yayınladığı bir raporla, komşu ülkelerin, 85 uluslararası şirketin el birliğiyle ülkeyi talan ettiklerini açıklamıştı.
Hat ein UN-Bericht die Plünderung des Landes durch Nachbarländer, die von 85 internationalen Unternehmen unterstützt wurden, aufgezeigt.
tecavüz, talan ve cinayet.
die vergewaltigen und brandschatzen.
Profumo davası… sokaklarda genç hippiler, tecavüz, talan ve cinayet.
Dunkirk… Hippies auf den Straßen, die vergewaltigen und brandschatzen. die dunklen Tage nach dem Krieg, Rücken an die Wand, Alvar Liddell… Berliner Luftbrücke, der moralische Umsturz des Profumo-Falles.
Eğer bu söylediğin doğruysa neden şu anda Küçük Chasein kuzenleri apartmanını talan ediyorlar?
Wenn das war ist, warum krabbeln dann die Cousins von Little Chase gerade durch die Dielen Ihrer Wohnung?
Ben Manastırda can çekişirken… o ve adamları Azranın duvarlarını aşıp şehri talan etti.
Durchbrach er mit seinen Leuten Azras Mauern und stahl sich die Stadt. Während ich noch um mein Leben kämpfte.
Sonuçlar: 52, Zaman: 0.0427

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca