HASSEN - Turkce'ya çeviri

• nefret
• sevmez
• sevmiyor
• nefreti
• nefretin

Hassen Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Wie konnte ich den Mann hassen, der solche Musik schrieb?
Böyle bir müziği yazan bir adamdan nefret edemezdim?

Investoren hassen Unsicherheit“.
Yatırımcı belirsizliği sevmez”.

Wir wollen auch hassen.
Biz de nefretin parçası olmak istiyoruz.

Und Hexen und Dämonen hassen einander.
Tanrılar ve şeytanlar birbirlerini sevmiyor.

Menschen müssen lernen zu hassen, und wenn sie das Hassen lernen können, dann….
İnsanlar nefret etmeyi öğrenirler ve eğer nefreti öğrenebiliyorlarsa o zaman.

Wenn ich gehe, könnt ihr mich hassen.
Çünkü eğer gidersem benden nefret edebilirsiniz.

Senatoren hassen Überraschungen.
Senatörler sürprizleri sevmez.

Endlich wisst ihr, was Hassen heisst!
Sonunda, nefretin ne demek olduğunu biliyorsun!

Die Existenz von gleichzeitig entgegengesetzten Emotionen(Jugendliche können gleichzeitig jemanden hassen und lieben);
Yetişkinlere karşı duygularında karışıklık( sevgi ve nefreti aynı anda hissetme).

Ihre Kunden hassen SWIFT ebenfalls.
Müşterileri Swifti sevmiyor.

Sie hassen Sie vielleicht sogar.
Bunun için senden nefret bile edebilirler.

Vampire hassen Wasser.
Vampirler suyu sevmez.

Wieso hassen soviele Menschen die Juden?
İnsanların çoğu Yahudileri neden sevmiyor?

Nein, Gerry, die werden uns immer hassen.
Hayır Gerry, her zaman bizden nefret edecekler.

Warum Hacker hassen Sony?
Hackerlar neden Sonyyi sevmiyor?

Du wirst Sachen herausfinden und mich hassen.
Bir şeyler öğrenecek ve benden nefret edeceksin.

Das Leben hassen, das du ihm aufgezwungen hast.
Yaşamaya zorladığın hayattan nefret edecek.

Verzeihung? Man kann San Francisco nicht hassen.
Affedersiniz? San Franciscodan nefret edemezsiniz.

Erstens, sie wird dich dafür hassen.
İlk olarak senden nefret edecektir.

Warum hassen Sie mich nicht?
Sen neden benden nefret etmiyorsun?