HEIMBRINGEN - Turkce'ya çeviri

• eve götürmek
• eve getirmek
• eve bırakmam
• evine götürmem
• eve götürmemiz
• eve götürmesi
• geri götürmek

Heimbringen Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Ich sollte Sie finden… und heimbringen.
Seni bulup eve götürmem gerekiyordu.

Soll ich dich heimbringen? Du wühlst hier im Müll.
Neden seni eve götürmüyorum? Çöpleri kurcalıyorsun.

Ich muss Euch heimbringen, Mylady!
Sizi eve götürmem gerekiyor hanımefendi!

George möchte mich heimbringen. Ich hoffe, es macht dir nichts aus.
Umarım Georgeun beni eve bırakmasına bir şey demezsin.

Wir möchten Sie heimbringen, Miss Buggs.
Ve sizi evinize götürmek istiyoruz Bayan Buggs.

Ich muss Nina heimbringen.
Ninayı evine bırakmalıyım.

Ich behalte den Schlüpfer, du darfst Caroline heimbringen.
Bırak bu bende kalsın, bende sana Carolineı evine götürmene izin vereyim.

Schnitzen und uns heimbringen.
Tahta oy ve bizi evimize götür.

Und er:"Du musst sie sofort heimbringen.
Onu hemen eve getirmelisin.

Lass ihn dich heute heimbringen.
Bu gece seni eve götürsün.

Ich behalte den Slip, du darfst Caroline heimbringen.
Bırak bu bende kalsın, bende sana Carolineı evine götürmene izin vereyim.

Ihr Vater ist äußerst besorgt um Sie. Wir möchten Sie heimbringen, Miss Buggs.
Babanız sizin için çok endişeli ve sizi evinize götürmek istiyoruz Bayan Buggs.

Soll dich ein Freund heimbringen?
Eve kadar sana eşlik edecek bir arkadaş mı istiyorsun?

Ich muss meine Söhne heimbringen.
Oğullarımı eve götürmeliyim.

Soll ich dich heimbringen?
Seni eve bırakayım mı?

Ich muss Anne Shirley heimbringen.
Anne Shirleyyi eve götürmeye geldim.

Euer Ehren, können wir Wanda heimbringen, Scheiße nochmal?
Sayın yargıç, Wandayı eve götürebilir miyiz yahu?

Kommt, wir müssen sie heimbringen. Jenny.
Hadi, onu eve götürmeliyiz. Jenny.

Mike? Was ist, soll der Officer dich heimbringen?
Eve polisle mi gideceksin? Mike?

Berger. Kannst du mich bitte heimbringen?
Berger! Beni eve götürür müsün lütfen?