HELM - Turkce'ya çeviri

• kask
• helm
• miğfer
• başlık
• miğferi
• bareti
• kaskı
• kaskını
• kaskımı
• miğferini
• başlığı
• miğferin

Helm Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Du wusstest, dass es nur einen Helm gibt?
Bir tane başlık olduğunu biliyordun değil mi?

Helm Watson liebt etwas Glitzer.
Helm Watson pırıltıları seviyor.

Gib mir den Helm.
Şu bareti ver.

Warum sollte der Helm hier sein?
Miğfer niye burada olsun?

Vielleicht hat ihn der Helm gerettet.
Belki kaskı onu kurtarmıştır.

Was passiert, wenn du den Helm abnimmst?
Kaskını çıkarırsan ne oluyor ki?

Der Helm besteht aus zwei Teilen.
Miğferi iki parçadan oluşuyor.

Hier brauch ich einen Helm.
Kask lazım burada.

Schön. Der Helm kann es lesen.
Bu başlık, okuyabiliyor. Güzel.

Ich kenne dich.- Helm, das.
Helm, bu--- Seni tanıyorum.

Ich hole meinen Helm.
Kaskımı alayım.

Löffel, Helm, Kamm, Papier und so weiter.
Kaşık, miğfer tarak, kağıt, vesaire.

Vielleicht solltest du ihm den Helm geben.
Belki de kaskı ona vermelisin.

Den Helm aufsetzen, Soldat.
Kaskını tak, asker.

Der Strom heizt den Helm auf. Na hoffentlich.
Elektrik akımı miğferi ısıtacak. Umarım öyledir.

Nein. Ich habe keinen Helm.
Ama benim… Bana kask yok ki.- Hayır.

Netter Helm.- So bleibt mein Gesicht hübsch.
Güzel başlık.- Yüzümü sevimli gösteriyor.

Ok, Matt Helm, ich habe verstanden.
Tamam Matt Helm, anlaşıldı.

Sie hat Dr. Fates Helm aufgesetzt, um dich zu finden, und hat gesagt, es wird gut werden.
Seni bulmak için Dr Fatein miğferini taktı ve her şeyin yoluna gireceğini söyledi.

Gut, dass Sie einen Helm trugen.- Gut.
Güzel.- Miğfer takmanız iyi bir şey.