KNOCHEN BRECHEN - Turkce'ya çeviri

kemiklerimi kırabilir
kemikleri kırabilir

Knochen brechen Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Aber einen Kerl wie Eddie fallen und sich alle Knochen brechen sehen.
Fakat Eddie gibi birinin düştüğünü ve bütün kemiklerini kırdığını görmek.
Sie müssen den Knochen brechen,?
Tekrar bir araya getirebilmek için kemiği mi kıracaksın?
Dann ziehen sich deine Muskeln so zusammen, dass deine Knochen brechen.
Bedenin kasılmaya başlayacak ve sonra kasların… öyle zorlanacak ki, gerçekten kemiklerin kırılacak.
Bierbauch könnte Ihre Knochen brechen.
Bira Göbek Kemikleri Kırılabilir.
Und ein Sprung vom Haus kann auch meine Knochen brechen.
Ve sanırım binadan atlamak kemiklerini kırabiliyor.
Du hörst deine Knochen brechen. bevor deine Adern zerplatzen.
Damarların patlamadan önce kemiklerinin kırıldığını duyarsın.
Ich sah es nicht genau, aber sie mussten ihm wohl Knochen brechen, um ihn runterzuholen.
Yakından izlemedim ama onu indirirken kemiklerini kırmaları gerekmiştir.
können Sie Ihren Kopf verletzen oder einen Knochen brechen.
başınızı zedeleyebilir veya bir kemiği kırabilirsiniz.
Armeearzt. Ich kann Ihnen jeden Knochen brechen UND benennen.
Ben bir ordu doktoruyum yani vücudundaki her kemiği kırarken adlarını tek tek sayabilirim.
meinen Körper foltern… mir meine Knochen brechen… mich sogar umbringen.
Bedenime işkence edebilir… kemiklerimi kırabilir… hatta öldürebilirler.
Mit Schall und Bewegung werdet ihr Nerven lähmen… Feuer entfachen… einen Feind ersticken oder seine Organe explodieren lassen können. Knochen brechen.
Ses ve hareket yoluyla… sinirleri felç edebilir, kemikleri kırabilir… yangın çıkarabilir, düşmanı boğabilir ve… organlarını patlatabilirsiniz.
Mit Schall und Bewegung werdet ihr Nerven lähmen… Knochen brechen… Feuer entfachen… einen Feind ersticken oder explodieren lassen.
Ses ve hareket yoluyla sinirleri felç edebilir, kemikleri kırabilir yangın çıkarabilir, düşmanı boğabilir ve organlarını patlatabilirsiniz.
Ich kann dich nicht töten, aber ich kann dir wehtun, Knochen brechen, dein hübsches Gesicht aufschneiden, dich heilen und alles wiederholen.
Seni öldüremem, ama incitebilirim… kemiklerini kırabilir, o güzel yüzünü doğrayabilir… seni iyileştirip tekrar baştan başlayabilirim.
Umfangreiche Schäden an seinen Flexoren und Strecksehnen, an seinem Mittelnerv, hätten sich für dich angefühlt, als ob Knochen brechen.
Medyan sinirine giden fleksör kası ve uzatıcı tendonlarına yaptığın hasar kemik kırılması gibi hissettirmiş olabilir.
In den Anfangsjahren setzten Ärzte das Gehirn einem starken Stromfluss aus. Das führte zu Krampfanfällen, in deren Verlauf sich Patienten auf die Zunge beißen oder sogar Knochen brechen konnten.
İlk yıllarında doktorlar beyne güçlü bir elektrik akımı uyguluyordu, bu da hastaların dillerini ısırmalarına veya kemiklerinin kırılmasına neden olabilecek bir tüm-vücut felcine neden oluyordu.
nun wollte ihm Thor sämtliche Knochen brechen.
Lokinin vücudundaki her bir kemiği kırmak üzereydi.
Ich kenne epileptische Anfälle, wo sogar Knochen brachen, Mrs. Ives.
Kemiklerin kırılmasına yol açan sara nöbetleri gördüm ben, Bayan Ives.
Man konnte hören, wie ihre Knochen brachen.
Kemik kırılma seslerini duyabiliyordum.
Könntest du das noch tun, wenn ich dir alle Knochen breche?
Bütün el kemiklerini kırarsam bunu yine yapabilir misin?
Die Knochen gebrochen.
Kemikleri kırıldı.
Sonuçlar: 46, Zaman: 0.041

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce