SO ARM - Turkce'ya çeviri

kadar fakir
so arm
kadar yoksul
so arm
kadar zavallı
so erbärmlich
so arm
kadar fakiriz
so arm
kadar fakirdi
so arm
kadar fakirdir
so arm
böyle zavallı
so jämmerlich
so arm

So arm Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Kein Mensch ist so arm, dass er auf einem Kürbis sitzen muss.
Hiçbir insan bir bal kabağına oturmak zorunda kalacak kadar fakir değildir.
Geister-Schreiber heult: Ich bin so arm.
Kotam doldu yau: O kadar fakir bir yazarım.
Diesmal gewinne ich! Sag mal, wie kommt es, dass Daddys Freund so arm ist?
Bu arada babamın arkadaşı niye bu kadar fakir?
Warum ist dieses Land nur so arm?
Bu ülke neden bu kadar fakir?
Sie sind so arm, dass sie nur einen Gott haben.
O kadar fakirler ki, sadece bir tanrıları var.
Ich war so arm, dass ich ihr nicht einmal Blumen kaufen konnte.
O kadar fakirdim ki, ona çiçek bile alacak param yoktu.
Als ich klein war, waren wir so arm dass die Kakerlaken Sozialhilfe bekamen.
Ben çocukken, o kadar fakirdik ki, hamam böcekleri bile refah içindeydi.
Wir waren so arm, dass die Ratten kahle Stellen hatten.
O kadar fakirdik ki, sıçanlar bile daha zengindi.
Ich bin so arm, ich kann mir nicht mal einen Reißverschluss für meine Hose leisten.
O kadar fakirim ki fermuarı… kapalı duran pantolon bile alamıyorum.
Und die sind so arm, dass sich alle eine Unterhose teilen müssen.
Ve o kadar fakirlermiş ki bir kilotu paşlaşmak zorundalarmış.
Und die sind so arm, dass sich alle eine Unterhose teilen müssen.
Ve o kadar fakirlermiş ki bir külotu paylaşmak zorundalarmış.
Sie waren aber so arm, dass sie.
Ah o kadar zavallısın ki sen.
Ich bin so arm, ich hab nicht mal Durchhaltevermögen.
Ben o kadar fakirim ki süzgecim bile yok.
Die Templer waren auch nicht so arm, dass zwei Ritter ein Pferd teilen mussten.
Ilk zamanlarda şövalyeleri o kadar fakirlerdi ki, iki şövalye bir atı kullanmak zorundaydı.
Die waren so arm, die konnten sich keine Kohle leisten.
O kadar fakirdiler ki, kömür bile alamazlardı.
Und die sind so arm, dass sich alle eine Unterhose teilen müssen.
O kadar fakirler ki, hepsi bir çift donu paylaşmak zorunda.
Ich war mein Leben lang so arm.
Hayatım boyunca… o kadar yoksulluk çektim ki.
Wir sind so arm… und wir brauchen so viel.
Bizler çok yoksuluz ve pek çok şeye ihtiyaç duyuyoruz.
Ist sie so arm, dass sie keinen Namen hat?
O kadar fakir mi onun adı yok mu?
Die Familien sind so arm, dass sie ihren.
Ailem o kadar yoksuldu ki gecekonduda.
Sonuçlar: 93, Zaman: 0.0498

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce