SO KLEIN - Turkce'ya çeviri

kadar küçük
so klein
so winzig
klein genug
so gering
so jung
hinreichend klein
kadar ufak
so klein
kadar minik
so klein
kadar küçüktür
so klein
so winzig
klein genug
so gering
so jung
hinreichend klein
kadar küçüktü
so klein
so winzig
klein genug
so gering
so jung
hinreichend klein
kadar küçükken
so klein
so winzig
klein genug
so gering
so jung
hinreichend klein
küçücük
klein
winzig
nur
klitzekleinen
kadar kısasın
bu kadar az
so wenig

So klein Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Ich fragte mich, warum die Viertel so klein waren.
Mahalleler neden bu kadar küçük bölünmüş, merak ediyordum.
Die fertigen Aufkleber sind so klein.
Yapılan dolmalar o kadar minik.
Er war so klein, dass er in fast alles reingepasst hat.
O kadar küçüktü ki, her yere sığabiliyordu.
Ihr Boot ist so klein, dass Sie nur einen der drei mitnehmen können.
Tekne o kadar küçüktür ki her defasında bu üçünden ancak birini teknede yanına alabilmektedir.
Er ist nicht so klein.
Aslında o kadar küçük değil.
Ich werde ihn nie einholen, solange ich so klein bin.
Bu kadar küçükken onu asla yakalayamam.
Sie steckten mich in eine Zelle, die so klein war,{\an8}dass ich nur stehen konnte.
Beni koydukları hücre o kadar küçüktü ki anca ayakta durabiliyordum.
Blackmagic Micro Converter sind so klein, dass sie überall einsatzbereit sind!
Blackmagic Micro Converter ürünleri o kadar küçüktür ki, her yerde kullanabilirsiniz!
Sein Ding ist nicht so klein oder braun.
Şeyi ne bu kadar küçük ne de… kahverengi.
Seht Ihr? Ich hielt Euch in meinem Arm, als Ihr so klein wart?
Seni bu kadar küçükken kollarımda tuttuğum zamanı hatırlıyorum. Gördünüz mü?
Was?- Die Knöpfe waren so klein!
Ne!? Düğmeler o kadar küçüktü ki sinirden deliye döndüm!
Einige Nationen sind so klein, dass Städte innerhalb anderer Nationen im Vergleich zu ihnen Riesen sind.
Bazı uluslar o kadar küçüktür ki, diğer uluslardaki şehirler onlara kıyasla devlerdir.
So klein.
Ne kadar küçük.
Wenn sie noch so klein sind, vergisst man schnell den Unterschied.
O kadar küçükken farkı unutmak kolay oluyor.
Du warst noch so klein und du hast mich gebraucht.
O kadar küçüktü ve bana muhtaçtı ki.
Diese Teilchen sind so klein, dass sie nicht filtriert werden können.
Pas parçacıkları o kadar küçüktür ki kolayca filtrelenemezler.
Keiner ist so klein.
Bu kadar küçük kimseyi görmedim.
Unser Zimmer war allerdings so klein, dass zwei Personen nicht nebeneinander her gehen konnten.
Kaldığımız oda o kadar küçüktü ki 2 kişi aynı anda hareket edemiyorduk.
Der Unterschied ist allerdings so klein, dass wir es nicht merken.
Bu fark o kadar küçüktür ki biz farketmeyiz bile.
Erinnern Sie sich an Dinge, als Sie waren so klein?
Var mı hatırladığın bir şey o kadar küçükken?
Sonuçlar: 472, Zaman: 0.052

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce