SOLIDARITÄT - Turkce'ya çeviri

desteğine
unterstützung
support
unterstützen
verstärkung
hilfe
rückhalt
helfen
unterstützer
förderung
stütze
solidarity
solidarität
birlik
einheit
union
vereinigung
unity
einigkeit
die liga
league
allianz
bündnis
truppen
dayanışmaya

Solidarität Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Bank" Solidarität".
Banka'' Dayanışma''.
Wetter, Solidarität.
hava, dayanışma.
Pence verspricht Nato-Verbündeten Solidarität→.
Pencein NATO müttefiklerine dayanışma sözü.
Verschwiegenheit und Solidarität.
Gizlilik ve dayanışma.
Gaza: Solidarität mit den Opfern erfordert Klassenkampf gegen alle Ausbeuter!
Gazze: Savaş Mağdurlarıyla Dayanışmak Bütün Sömürücülere Karşı Sınıf Savaşı Yürütmek Demektir!
Film: Wir wollen nicht euer Mitleid, wir möchten eure Solidarität.
Messi: Mültecilerin Merhamete İhtiyacı Yok, Senin Desteğini İstiyorlar.
Auch ihr heutiger Besuch ist ein Zeichen dieser Solidarität.
Bugünkü ziyaretiniz de bu desteğin bir göstergesi.
Er fordert selbstbewusst mehr Solidarität, sprich Geld, aus Deutschland.
Bu güvenle de kendinden emin bir edayla Almanyadan daha fazla destek, yani para istiyor.
So viel Solidarität benötigen wir alle.
Toplayabileceğimiz tüm dayanışmalara ihtiyacımız olacak.
Loyalität und Solidarität sind der Weg.
Sadakat ve dayanışmanın yolu budur.
Wahre Solidarität. Hey, Señora?
Gerçek bir dayanışma… Hanımefendi!
An8}"Potenzial, die Solidarität und Seriosität des Teams zu zerstören.
An8} Ekibin dayanışmasını ve güvenilirliğini yok etme potansiyeli var.
Dass sich Solidarität verbreiten kann,
Dayanışmanın yayılabildiğini, güçlü
Lebe die Solidarität!
Yaşasın solidarite!
Die ICOR hat ihre praktische Solidarität mit der„ICOR-Klinik" entwickelt.
ICOR ise dayanışmasını pratikte“ ICOR kliniği” ile geliştirmiştir.
Ich demonstriere auf der Lilith Fair weibliche Solidarität.
Kadın dayanışmasına destek için Lilith Faire gidiyorum.
Ihr seid das heroische Beispiel der Solidarität und der Universalität der Demokratie.
Sizler dayanışmanın ve demokrasinin evrenselliğinin kahraman örneklerisiniz.
Wir bestätigen, dass die Türkei ihre Solidarität mit dem brüderlichen Pakistan in allen Bereichen fortsetzen wird.
Türkiyenin kardeş Pakistanla dayanışmasını her alanda sürdüreceğini teyit ediyoruz.
Eigentlich muss man nicht so sehr den Sozialdemokraten internationale Solidarität predigen.
Aslında sosyal demokratlara uluslararası dayanışmaya dair o kadar çok da vaaz verilmemeli.
Und ich dulde nicht, dass sich mir Gefühle weiblicher Solidarität in den Weg stellen.
Kadın dayanışması hissiyatının yoluma çıkmasına da izin vermem.
Sonuçlar: 189, Zaman: 0.1088

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce