TAUB - Turkce'ya çeviri

• sağır
• taub
• uyuşuk
• uyuşmuş
• sağırdırlar
• sağırdır
• taubun
• sağırlar
• uyuştu
• taubu
• tauba
• uyuşukluk

Taub Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Wenn der behandelte Bereich taub ist, macht der Arzt einen winzigen Einschnitt in die Haut.
Tedavi edilen bölge uyuşmuş olduğunda, doktor ciltte küçük bir kesi yapar.

Mein Arm ist auch taub.
Benim de kolum uyuşuk.

Dr. Taub hat eine interessante Theorie.
Dr. Taubun ilginç bir teorisi var.

Das ist nur ein anderes Wort für blind und taub.
Kör ve sağırlar demenin bir başka yolu.

Taub, stumm und blind:
Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler,

Weißt du, meine 2 Schwestern sind praktisch taub.
Çünkü iki kardeşim de biraz sağırdır.

Taub hat den Temporären gelegt.
Taub geçici olanı yerleştirdi.

Taub und stumm, Alex!
Sağır ve dilsiz Alex!

Noch taub/ kein Gefühl.
Hala uyuşmuş/ hiçbir duygu.

Ihre Beine sind noch taub vom Kofferraum.
Ayrıca bagajda durmaktan bacakları hala uyuşuk.

Verglich sie Taub mit ihrem Ex-Mann.
Taubu eski kocasıyla karşılaştırıyordu.

Unterbrechen Sie Taub nicht.
Dr. Taubun lafını kesmeyin.

Taub, stumm, blind;
Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler,

Taub, stumm und blind:
Onlar sağırlar, dilsizler ve körlerdir.

Na, ich muss doch, er ist so taub wie ein Bubba.
Şey, mecburum, kendisi bir tüy kadar sağırdır.

Chase und Taub sind wieder da!
Chase ve Taub geri döndü!

Ich werde taub sein und blind, aber ich werde bleiben.
Kör ve sağır olacağım, ama burada kalacağım.

Wir fühlen uns emotional taub und unser Denken wird unscharf.
Duygusal olarak uyuşmuş hissediyoruz ve düşüncemiz bulanıklaşıyor.

Nach dem Unfall, als meine Hände noch taub und verbunden waren.
Kazadan sonra… ellerim hâlâ uyuşuk ve sargılıyken.

Taub, stumm, blind;
Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler,