TREIBSAND - Turkce'ya çeviri

bataklık
sumpf
treibsand
moor
sumpfgebiet
die marsch
swamp
everglades
der bayou
morast
sumpfland

Treibsand Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Treibsand? Das muss der gefährliche Teil sein, den General Artie erwähnte.
Bataklık mı? General Artienin bahsettiği… oyunun tehlikeli kısmı burası olmalı.
Es ist wie Treibsand.
Bu batak gibi.
Was ist das? Treibsand?
Bu bataklık kumu mu?
Wie Treibsand… von Anfang an hoffnungslos.
Bataklık kumu gibi tıpkı, daha başından umutsuz.
Wie Treibsand… von Anfang an hoffnungslos.
Tıpkı bir bataklık gibi… daha en başından umutsuz.
Slingschott Treibsand ist mit Thermit vermengt.
Sapan bataklık kumuna termit katılır.
Treibsand kann einen nicht verschlucken.
Bataklık kumu insanı yutamaz.
Treibsand der Schatten".
Gölgelerin bataklık kumu.
Nach 30 Metern vielleicht Treibsand.
Metre ilerisi, belki bataklık kumu.
Frank"The Tank" knallte durch diese 500-Kilo-Wand, aber die rollenden Walzen waren wie Treibsand für den großen Mann.
Tank Frank 450 kiloluk duvarı ezip geçti ama Silindir Tırmanışı koca adama bataklık görevi gördü.
Louis fehlte es weiterhin an finanziellem Geschick, und die Familie versank immer tiefer im Treibsand ihrer Schulden.
Üzücü bir finansal zeka eksikliği, borçlarının bataklığında. ve aile daha da derine battı.
Jetzt ist die Zeit, unsere Nation aus dem Treibsand rassischer Ungerechtigkeit zu dem festen Felsen der Brüderlichkeit emporzuheben.
Vakit, ulusumuzu adaletsizlik ve ırkçılık bataklığından, kardeşliğin sağlam zeminine oturtma zamanıdır.
Es ist an der Zeit, dass wir unsere Nation aus dem Treibsand der Diskriminierung auf einen Fels der Brüderlichkeit erheben.
Vakit, ulusumuzu adaletsizlik ve ayrımcılık bataklığından, kardeşliğin sağlam zeminine oturtma zamanıdır.
Ist das ein Hündchen? von Treibsand umgeben und… weil mein Geist eine stählerne Falle in einer versiegelten Box ist, Sie holen nichts aus mir raus,?
Çünkü benim zihnim, bataklıkla çevrili mühürlü bir kutunun içindeki… metal bir tuzak- Yavru köpek mi o?
Sie holen nichts aus mir raus, weil mein Geist eine stählerne Falle in einer versiegelten Box ist, von Treibsand umgeben und?
Benden bir şey alamayacaksınız. Çünkü benim zihnim, bataklıkla çevrili mühürlü bir kutunun içindeki metal bir tuzak- Yavru köpek mi o?
Zweitens, der Treibsand, aber du konntest erkennen, wie der aussieht, also können wir den in Zukunft auch vermeiden.
İkincisi, kum batakları. Ama sen neye benzediğini keşfedecek kadar zekiydin bu sayede ileride bundan da kaçınabiliriz.
Und ihr Kummer hat nicht angefangen, sich wie Treibsand anzufühlen, dass sie auch dich mit runter zieht?
Yaşadığı acının seni de kendiyle birlikte içine çekecek… bir bataklık gibi olduğunu düşünmedin yani?
Vorsicht, Treibsand!
Dikkat edin, bataklık.
Ist das Treibsand?
Bataklık mı? -Nedir bu?
Ist das Treibsand?
Nedir bu? Bataklık mı?
Sonuçlar: 127, Zaman: 0.1356

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce