VERBOTEN - Turkce'ya çeviri

• yasak
• yasakladı
• yasadışı
• men
• haram
• yasaktır
• yasaklandı
• yasaklanmıştır
• yasakladılar
• yasaklamıştır
• yasaklamıştı

Verboten Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Der Arzt hat ihm das Rauchen verboten.
Doctor bana sigara içmeyi yasakladı.

Gegen Juden ist verboten(Siehe oben).
Şeyler Yahudilere haram kılınmıştır.

Verboten Fahrt auf einer roten Ampel- 400 Baht;
Bir kırmızı ışıkta seyahat yasaklandı- 400 baht;

Tränken verboten.
Geçiş yasaktır.

Seit 1966 war jegliche Jagd verboten.
Yılında ise avlanması yasaklanmıştır.

Vertraulich, aber nicht verboten.
Gizli kapaklı, ama yasadışı değil.

Rauchen verboten hier.
Burada sigara içmek yasak.

Frankreich: MON810 soll verboten bleiben.
Fransa MON810u yasakladı.

Angebetet wird; dessen Besitz und Blut wird verboten.
O kimsenin malı ve kanı haram olur.

Unbefugter Zutritt verboten.
Buraya girmek yasaktır.

Geschlechterdiskriminierung am Arbeitsplatz verboten.
İş yerinde cinsiyet ayrımı yasaklandı.

Also erfanden sie die eheliche Treue und verboten Scheidungen.
Bu yüzden bekaret sadakatini icat ettiler ve boşanmayı yasakladılar.

Müdigkeit verboten.
Yorulmak Yasaklanmıştır.

Für Schüler verboten.
Öğrencilere yasak.

Ihr müsst wissen, dass dies verboten ist, außer wenn das Kind lebt.
Çocuk hayatta olduğu sürece bunun yasadışı olduğunu anlamak zorundasın.

Der USA verboten.
Amerika yasakladı.

Tag glauben und nicht verbieten, was Gott und sein Gesandter verboten.
Gününe inanmayan, Allah ve Resulünün haram.

Doch Allah hat den Handel erlaubt und das Zinsnehmen verboten."- Sure 2, 275.
Allah alışverişi mubah kılmış, faizi de yasaklamıştır…»( Bakara, 2/275).

Wahrheitsserum ist giftig, Quentin, und verboten.
Gerçeklik serumu zehirli ve yasaktır Quentin.

Kommunikation nach draußen ist bis auf Weiteres verboten.
İkinci bir emre kadar dışarıyla iletişim yasaklandı.