VERBRANNTE - Turkce'ya çeviri

• yanmış
• yaktı
• yanık
• yakılan
• yanan
• yandı
• yaktım
• yakmış
• yaktığı

Verbrannte Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Verbrannte Dörfer stehen.
Yakılan köyler var.

Dieser sauber verbrannte Kraftstoff kann eine deutliche Reduzierung der Umweltverschmutzung in den Städten bedeuten.
Bu temiz yanan yakıt, şehirlerdeki kirliliğin önemli ölçüde azalması anlamına gelebilir.

Als er die neue Welt erreichte, verbrannte Cortez seine Schiffe.
Yeni dünyaya vardığında, Cortez gemilerini yaktı.

Sein eigener Vater verbrannte und enterbte ihn.
Öz babası onu yakmış ve evlatlıktan reddetmiş.

Mein Haar verbrannte.“.
Saçlarım yandı.''.

Ich verbrannte alles.».
Ben hepsini yaktım.''.

Der verbrannte Geruch war Phantosmie.
Yanık kokusu bir halüsinasyondu.

Und ich musste verbrannte Chicken Nuggets essen.
Ve yanmış tavuk kanadı yemek zorunda kaldım.

Verbrannte Kalorien :Ja.
Yakılan kalori: Evet.

Der verbrannte Mann. Teyla fiel seine Uniform auf.
Teyla üniformayı fark etti. Yanan adam.

Daddy verbrannte sie.
Babam hepsini yaktı.

War die Leiche, die dein Boss verbrannte, angezogen wie Maurice White? Was?
Ne? Patronunun yaktığı ceset Maurice White gibi mi giyinmişti?

Alles im Auto verbrannte.
Arabadaki herşey yandı.

Ich verbrannte seine Leiche!
Bedenini ben yaktım.

Er verbrannte die Kinder, um sie Satan zu opfern.
O bebekleri şeytana kurban etmek için yakmış.

Greg soll nur ihre verbrannte Haut angucken.
Sadece Gregin onun yanık tenine göz atmasını istiyorum.

Warte, aber du liebt verbrannte Chicken Nuggets?
Bekle, yanmış tavuk kanadı sevmiyor musun?

Verbrannte Locken bedürfen einer sorgfältigen Behandlung,
Yakılan bukleler dikkatli tedavi gerektirdiğini,

Die verbrannte Kleidung unserer Tochter.
Küçük Kızın Yanan Kıyafetleri.

Sie verbrannte'nen Scheck über Tausende von Dollar.
O kadar perişan olmuştu ki binlerce dolarlık maaş çeklerini yaktı.