YANDI - Almanca'ya çeviri

brannte
yakmak
yanan
yanık
yanma
yandığını
ateş
yakar
yanalım
yakıcı
yangın
ausgebrannt
yandı
kül
niedergebrannt
yakmak
ateşe
yakacak
yakıp
yakıp kül etmek
kül eder
yerle
leuchtet
ışık
parıltı
parlıyor
ışıklar
armatürler
parıldıyor
parlayan
aydınlanacak
yanar
ışıldıyor
wurde verbrannt
yakılır
yakılıyor
yakılacak
brennt
yakmak
yanan
yanık
yanma
yandığını
ateş
yakar
yanalım
yakıcı
yangın
brannten
yakmak
yanan
yanık
yanma
yandığını
ateş
yakar
yanalım
yakıcı
yangın
brennen
yakmak
yanan
yanık
yanma
yandığını
ateş
yakar
yanalım
yakıcı
yangın
sind verbrannt
war verbrannt

Yandı Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Gözlerinin önünde yandı.
Vor ihren Augen niedergebrannt.
Petekkayanın‘ Canosu yandı.
Kutter‚Petoya' ausgebrannt.
Guy yandı.
Guy wurde verbrannt.
Sen korkup kaçarken Arcadia yandı, Tarron Meclisinin nesli tükendi.
Arcadia brennt, und das Haus Tarron existiert nicht mehr.
Evlerde ışıklar yandı, perdeler çekildi.
Die Lichter im Haus brannten, die Vorhänge waren zugezogen.
Benim evim dosyalama hatası olmadan yandı.
Dass mein Haus brannte, war kein Irrtum in den Unterlagen.
O filmdi!- Ama film yandı.
Den Film! Aber der Film ist verbrannt.
Kütüphane yandı.
Die Bibliothek niedergebrannt.
Nadir bulunan Ferrari F40 prototipi cayır cayır yandı.
Extrem seltener Ferrari F40 Prototyp ausgebrannt.
Gözlerim yandı kavruldu”.
Die Augen brannten und juckten».
Oksijen yandı değil.
Sauerstoff brennt nicht.
Garcia, kulakların mı yandı?
Garcia, brennen deine Ohren?
Maalesef, kilise yandı.
Leider brannte die Kirche nieder.
Diğer üçü? Biri yandı.
Die anderen drei? Einer ist verbrannt.
Jack Nicholsonın evi yandı.
Jack Nicholsons Haus niedergebrannt.
Leipzig Havalimanında kargo uçağı yandı.
Frachtflugzeug am Flughafen Leipzig ausgebrannt.
Yüreğim yandı sevinçten.
Das Herz brennt vor Freude.
Binalar ve polis araçları yandı, güvenlik görevlilerinden ağır yaralananlar oldu.
Häuser und Polizeiautos brannten, Beamte wurden schwer verletzt.
Gözüm yandı.
Meine Augen brennen.
Çocuklar da yandı.
Auch Kinder sind verbrannt.
Sonuçlar: 482, Zaman: 0.0522

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca