WARTEN DARAUF - Turkce'ya çeviri

bekliyor
warten
das warten
bekleyen
wartet
steht
ausstehende
werdende
anstehende
lauert
angemeldete
bekliyorlar
warten
das warten
bekliyoruz
warten
das warten
beklemektedir
warten
das warten

Warten darauf Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Die Kinder sind bei Brayan und warten darauf, dir zu gratulieren.
Çocuklar Brayanın yanında, seni tebrik etmeyi bekliyorlar.
alle Passagiere sind wohlauf und warten darauf, bald fliegen zu können.
tüm yolcular güvende ve yakında uçmayı bekliyoruz.
Diese liegen häufig einige Zentimeter unter der Bodendeckschicht und warten darauf gefunden zu werden.
Bunlar genellikle zemin örtü tabakasının altında birkaç santimdir ve bulunmayı beklemektedir.
Sie warten darauf, gefunden zu werden.
Onu bulmamızı bekliyor.
Sie verstecken sich, warten darauf, dass andere Savior auftauchen.
Saklanıyorlar, diğer Kurtarıcıların gelmesini bekliyorlar.
Wir warten darauf, dass Jeremys Mal wächst.
Biz de Jeremynin izinin büyümesini bekliyoruz.
Alle warten darauf, dass Du nach Hause kommst.
Onların hepsi senin eve gelmeni bekliyor.
Und sie warten darauf, dass ihr Daddy mit Eis nach Hause kommt.
Ve onlar babalarının dondurma alıp eve dönmesini bekliyorlar.
Charmante und attraktive Damen warten darauf, Sie kennen zu lernen.
Hoş ve alımlı bir bayan sizlerle tanışmak için bekliyor.
Die warten darauf, dass ihr Vater nach Hause kommt. Diese Kinder, deine Enkel.
O çocuklar, yani torunların babalarının eve dönmesini bekliyorlar.
Verschiedene Fahrzeuge warten darauf, dass Sie ein unbeschränktes Rennen starten.
Farklı araçlar, sınırsız bir yarış başlatmanızı bekliyor.
Sie warten darauf, dass du sie anführst.
Onlara liderlik etmeni bekliyorlar.
Viele singles in Italien warten darauf, Sie zu treffen.
İtalyada pek çok Bekar seninle tanışmak için bekliyor.
Sie warten darauf, ihre Kameras zu öffnen, um Ihnen zuzuhören.
Onlar sizi dinlemek için kendi kameralarını açmak için bekliyorlar.
Für viele singles in Frankreich warten darauf, Sie zu treffen.
Fransada pek çok Bekar seninle buluşmak için bekliyor.
Mickey Mouse und Donald Duck warten darauf, dass du sie anmalst.
Mickey Mouse ve Donald Duck onları boyaman için seni bekliyorlar.
Viele Philippinische singles warten darauf, Sie zu treffen.
Birçok Filipinli bekarlar sizinle buluşmayı bekliyor.
Rufus und Lily warten darauf, mit ihm zu reden.
Rufus ve Lily onlarla konuşmak için bekliyorlar.
Alle Teile des CNC-Teils warten darauf, miteinander verklebt zu werden.
CNC parçasının tüm parçaları birbirine yapıştırılmayı bekliyor.
Stehen herum, warten darauf, dass sie berühmt werden.
Etrafta dikilip, ünlü olmayı bekliyorlar.
Sonuçlar: 121, Zaman: 0.0552

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce